22 Nisan'dan 8 Ay Sonra Bir Zulüm Daha!

Alparslan Kuytul Hocaefendi,  12 Ocak Cuma akşamı yaptığı tefsir dersi sonrası kendisine, ‘22 Nisan'daki basın açıklamasına katılmak için Atatürk Parkı'na gelmiş olan birçok kişiye para cezası verilmesi’ hakkındaki soru üzerine; “hırslarını alamamışlar herhalde ki 8 ay sonra böyle bir ceza gönderiyorlar. Bu cezanın niye geldiği belli; yaptığım açıklamalar” dedi.

Hocaefendi, 22 Nisan olayında haksız ve zalimce muamele gördüklerini ve olayın üzerinden sekiz ay geçtikten sonra böyle bir cezanın geldiğini açıkladı. Kendisine de ceza geldiğini belirten Hocaefendi, bu cezaların asıl sebebinin, yaptığı bazı tenkitlerden dolayı olduğunu söyledi. Ayrıca kanunlara göre Adana’da basın açıklaması yapmanın suç olmadığını dile getiren Hocaefendi, bu cezaların haksız olduğunu ifade etti.

Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin açıklaması şu şekilde;

HERKESİ SUSTURMAYI BAŞARAMAYINCA BÖYLE YOLLARA BAŞVURUYORLAR

Evet, o olay olalı 8 ay oldu. 29 Mayıs 2016 İskenderun olayı olalı da bir buçuk sene oldu. İskenderun’la ilgili bir buçuk sene sonra hakkımda dava açtılar. Şubat ayında mahkememiz var. İskenderun olayı üzerinden bir buçuk sene, 22 Nisan Adana olayının üzerinden de 8 ay geçti, daha yeni para cezası gönderiyorlar. Şimdi bu cezalar ya da bu mahkemeler gerçekten o olaylardan ötürü mü? Yoksa yaptığım son açıklamalardan ötürü mü? Herkesi susturmayı başaramayınca böyle yollara başvuruyorlar. Yaptığım son açıklamalar internette çok yankı bulunca baya canları sıkıldı.

Bildiğiniz gibi geçen hafta buraya bir sürü polis gönderdiler. Güya bomba ihbarı varmış. İhbar kolay, bir telefonun başında, polisleri ikna etmek de kolay ama yalan olduğunu biz biliyorduk.

 

EĞER SUÇ İŞLEDİYSEK NEDEN BUGÜNE KADAR BEKLEDİNİZ?

İskenderun'dan ötürü mahkeme açıldı. Hâlbuki suçlu olan, yolu kapatanlar kendileriydi. Eğer suç işlediysek neden bugüne kadar beklediniz? Açıklama yapınca beni susturmak için bir mahkeme daha açıyorlar. İskenderun, Adana, şimdi de para cezası… 96 arkadaşa para cezası geldi. İki üç gün önce bana da gelmiş, evde olmadığımızdan mahalle muhtarına götürüp teslim etmişler.

Hocaefendi, ceza kâğıdını göstererek; Bakın işte burada, 914 lira adam başı. Cumhuriyet Başsavcılığı hazırlık bürosu ön ödeme önerisi (öneride bulunuyorlar 914 lirayı öderseniz dava açmayacağız, ödemezseniz dava açacağız diyorlar)

Suç neymiş? Valinin aldığı tedbirlere aykırı hareket etmek. (Bakınız valinin kararına karşı gelmek demiyor) Bir aldatma var, çünkü valiliğin böyle bir kararı yok. Adana ilinde izin almadan basın açıklaması serbesttir. Anayasadaki maddeye göre de zaten serbesttir. O maddeye göre çıkmış olan kanunda da serbesttir. Anayasada böyle yazıyor; ‘Herkes hiçbir yerden izin almaksızın toplantı ve gösteri yürüyüşü yapabilir, basın açıklaması yapabilir’ Olağanüstü halde bunu güya valiliklere devrediyorlar, bazı valilikler karar alıyor; ‘Benden izinsiz basın açıklaması yapılmasın’ diyor. Bazı valilikler özgürlüğü kısıtlamama adına böyle bir karar almıyor.

KANUNSUZ İŞLER YAPILIYOR

Adana Valiliğinin böyle bir kararı yok ve yapacağımız basın açıklamasını hangi hakla engellediniz? Benim validen izin alma zorunluluğum yok. Polis geliyor, “Dağılın!” diyor. Dağılmıyorum! Sen hangi hakla bana dağılın diyorsun? Ben basın açıklaması yapacağım. Hakkım değil mi?

Kanunsuz işler yapılıyor. Hepiniz şahitsiniz, o kadar arkadaşımızı darp ettiler. Bazılarının ayağı kırıldı, bazılarının gözü zarar gördü. Ayrıca hepimiz gazdan etkilendik. Haksız ve zalimce muamele gördük Biz buna rağmen, “Şeytana lanet olsun” dedik, dava açmadık.

 

Merkez Parkı’nda o kadar insandık, bir tane çiçek ezmedik. Binlerce insan bir çiçeği ezmedi, binlerce insan bir polise taş atmadı. Buna rağmen hırslarını alamamışlar herhalde ki, 8 ay sonra böyle bir ceza gönderiyorlar. Bu cezanın niye geldiği belli; yaptığım açıklamalar ile ilgili…

ŞİMDİ GÜNDEME GETİRME SEBEPLERİ GAYET AÇIK…

Darbe girişimi, 15 Temmuz'da oldu. 29 Mayıs 2016’da İskenderun meselesi olduğunda zaten daha darbe olmamıştı. Olağanüstü hal de yoktu. Basın açıklamasını kendileri engellediler, yolu kapattılar seyahat özgürlüğümüzü kısıtladılar. Bir kere, hangi hakla otobanı kesiyorsunuz? Ondan sonra bana dava açmışlar; ‘Siz yolu kestiniz’ diyorlar. Ben mi kestim yolu? Yolu kesen sizsiniz! Bütün kamera görüntülerinde de tomanın yolu kestiği görünüyor. Yolu kendileri kesti, ondan sonra da yolu kestiniz diyor. Yolu kesen sizsiniz. O olayın üzerinden bir buçuk yıl geçmiş, şimdi gündeme getiriliyor. ‘Sen böyle konuşunca biz dosyaları çoğaltacağız’ diyorlar. Çoğaltın!

Para cezası, 22 Nisan meselesinin gündeme getirilmesi, polislerin buraya gönderilmesi, televizyonda benim aleyhimde propaganda yapılması, Akit TV'de, Yenisöz gazetesinde fotoğrafımın değiştirilip iğrenç bir hale getirilmesi… Bunların hepsi üst üste 1 hafta içinde oldu. Açıkça diyorlar ki; “Sen böyle konuşmaya devam edersen işte biz de böyle yapacağız”

 

İlgili Haber;

Furkan Vakfında 22 Nisan Cumartesi Günü Neler Yaşandı?