Davet Yolunda Zorluklarla Mücadele

Furkan Nesli Dergisi "Davet Yolunda Zorluklarla Mücadele" başlıklı bir kişisel gelişim yazısında "İslam medeniyetini kurmak gibi büyük hedefi olan İslam davetçilerinin mücadeleleri ve sarf ettikleri gayretleri, İslam düşmanlarından daha kuvvetli olmalıdır. İslam ümmeti bizleri beklerken pes edip atalete sarılamayız, şimdilerde her zamankinden daha gayretli, daha atılgan, hedefine kilitlenen olmalıyız" diyerek bu konuda birkaç önemli ipucunu okuyucularıyla paylaştı.

Davet Yolunda Zorluklarla Mücadele
05 Eki 2017 15:14:57

TAHAMMÜL VE SEBAT

 Başarının en büyük âmili tahammül ve sebattır. Birde çalışılacak saha kabiliyete uygun olmalıdır. Pek çok kimse vardır ki kendisine uygun bir faaliyet sahası buluncaya kadar başarısızlık içinde yuvarlanır.

Başarı için yaş sınırı yoktur. Bir taraftan 60 yaşında birisi önemli bir başarı elde ederken, bir taraftan 25 yaşında birisi manen ve madden mahvolmuş olabilir. Asıl felaket de, birçok gencin ilk mağlubiyetten korkarak bütün cesaret ve iradelerini kaybetmeleri değil midir?

 Hayatın tecrübeleri, darbeleri bazımızı olgunlaştırır. Bazımızı imha eder. Bir elmanın ağacında çürümesinde ne güneşin ne yağmurun bir sorumluluğu vardır. Kabahat elmanın kendi özündedir. Çünkü zayıflık ondadır. Tahammül gösterebilenler için başarısızlıklar ve mağlubiyetler kuvvet kaynağıdır.

EN DOĞRU YOL

 Hiç kimse işini başarısızlık zamanında terk etmemelidir. Evvela zorluklar aşılmalı, gerekiyorsa ondan sonra çekilmelidir. En doğru yol budur. İşini adeta kaçarak bırakan bir adamın kendisine itimadı sarsılır ki, bu başlı başına bir zarardır. Esas kötü etkisi sonradan girişilecek işlerde de görülür.

 Herkes bilir ki, atların kuvveti ağırlıklarında değil, cinslerindedir. Küçük atlar vardır ki pek çok iri attan daha çok yük taşıyabilirler. Zaruret halinde bir insan, birçok insan kadar çalışabilir. Yeter ki irade olsun.

 Güney Afrika’da “Beyaz Kalem Madeni” diye bilinen önemli bir altın madeninde ilk defa çalışan adam 200 ayak derinliğe indiği halde altın bulamayınca madeni satıvermiş. Satın alan adam 12 ayak daha inince altın madenine kavuşmuş.

 Eğer ben bir genç adama tek nasihat verecek olsaydım şunu söylerdim: “Git ömrün oldukça zorluklarla ve sorumluluklarla dolu bir hayat yaşa. Zira bunlarsız bir hayat, taşımaya değmeyen bir yüktür.”

 Bir dükkân sahibi “En büyük korkum işlerimin benden önce gelişmesidir” demişti. Bu itirafa binlerce insan ortak olmalıdır. Buna cesaret edebileceklerin sayısı maalesef azdır.

BAŞARI İÇİN GEREKENLER

 Meşhur alimlerden biri, insanın maddî manevî her konuda başarılı olmasını çalışmaya bağlar ve şöyle derdi: “Suyu düşünmek, susuzluğu gidermez. Odunu düşünmek, insanı ısıtmaz. Bu misaller gibi, insanın bir şeyi sadece düşünmesi ve istemesi de, insanı hedefine ulaştırmaz. Başarı için, çok gayret, çok çalışmak ve uyulması gerekli tüm şartlara riayet etmek lâzımdır.”*

ÖNCE HEDEF BELİRLENİR

 Başarmak için sizden büyüklerin neler yaptıklarına bakın. Bunun için en iyi örneklerden biri şüphesiz İstanbul’un Fatihi’nin hikâyesidir. Sultan II. Muhammed henüz 7 yaşlarındayken Hocası Molla Akşemseddin kulağına eğilir ve kulağına şu anlamlı sözleri fısıldar: “Hedefini Tespit Et” Önce hedef belirlenir: “Konstantiniyye mutlaka fethedilecektir.” Diğer hocası ise hedef tespitinden sonrasını söyler: “Dağ ne kadar yüksek olursa olsun, yol onun üzerinden geçer. Sen dağ olmaya heveslenme, asla gururlanma; yol ol ki, herkes senin sayende yol bulurken, sen dağların bile üzerinden geçesin.” Genç Şehzade Muhammed “Hocam ya şartlar elverişli olmazsa?” diye sorar. Hocası hiç duraksamadan cevap verir “Şartlara teslim olmazsan şartlar değişir, o şartlar sana teslim olur. Çok çalışır, çok dua eder ve çok istersen Allah’ın rahmeti tecelli eder ve nice olmazlar olur hale gelir.” Ve Fatih Sultan Muhammed, büyük gayretler sonucunda “Ya ben Bizans’ı alırım ya da Bizans beni” der, hedefini açıkça ortaya koyar, bu yolda sonuna kadar mücadele ederek İstanbul’u fetheder. Sonuçta ise Sultan Muhammed, Peygamberin övgüsüne layık olur ve “FATİH” unvanını elde eder.



0 Yorum

Yorum Yaz