Furkan Vakfı'nın Kopenhag’daki Vakıf Binası Hakkında Dünyaca Tanınmış Alimlerden Fetva!

Dünyanın tanınmış alimleri Kopenhag’daki vakıf binasının Furkan Vakfı’na mı yoksa cemaatten ayrılanlara mı ait olduğu konusunda sorulan soruya Furkan Vakfı'na ait olduğu yönünde fetva verdiler.

Furkan Vakfı'nın Kopenhag’daki Vakıf Binası Hakkında Dünyaca Tanınmış Alimlerden Fetva!
19 Ara 2016 15:01:38

Bilindiği üzere Furkan Vakfı Danimarka şubesindeki görev değişikliğine isyan eden bir grup, cemaatten ayrılmış ve bunu sosyal medyada yayarak büyük bir fitneye sebep olmuştu. Bununla yetinmeyen asiler verdikleri hibeden geri dönerek şube binasının kendilerine ait olduğunu iddia etmişlerdi ve orada devam eden vakıf üyelerini gayri hukuki olarak üyelikten çıkarmışlardı. Bu olaylar üzerine Alparslan Kuytul Hoceefendi haklı oldukları halde aradaki problemin çözümü için İslami çözüm açısından hakeme gidilmesini istemiş, fitnenin büyümemesi için gerekli adımları atmıştı.

 Gidilen hakem sürecinde ise hakemler fıkha bağlı kalmaksızın muhakeme (hakka göre hükmetme) yolunu değil de müsalaha (arabuluculuk) yoluna giderek binanın yarı yarıya paylaşılmasına hükmetmişler bunu da yayınladıkları açıklamada belirtmekten sakınmamışlardı.

 Bunun üzerine Alparslan Kuytul Hoceefendi hakemlerin şer'i bir hüküm vermediklerini belirtmiş fakat söz verdikleri için hükme razı olduğunu canlı yayından ilan etmişti. Asiler ise hakem sürecinden sonra yarı yarıya paylaşımın şartı olan yönetim kurulunda da yarı yarıya üyelik şartını çiğneyerek resmen hakemlerin hükmünü çiğnediler.

Son olarak hadlerini iyice aşan asiler ve peşlerine taktığı serseri bir grup çekiç, içki şişesi, bıçak ve çivili sopa 14 Aralık Çarşamba günü gece geç saatlerde, Merkezden yayınlanan tefsir dersini dinleyerek vakıf binasından dağılan gruba saldırdı.

ilgili haber ;

Furkan Vakfı Mensuplarına Saldırı!

 

Gelinen bu noktada Furkan Vakfı üyeleri Kopenhag’daki vakıf binasının cemaatten ayrılanlara mı yoksa cemaate mi ait olduğu hakkında dünyaca ünlü fıkıh âlimlerinin görüşlerine başvurdu. Dünyaca ünlü âlimlerin verdikleri fetvada Furkan Vakfı mensuplarının haklı olduğu ortaya çıktı.

Konu ile ilgili Âlimlerin Fetvaları

DÜNYANIN TANINMIŞ ALİMLERİNDEN ABDURRAHMAN BİN NASIR EL BERRAK’IN KOPENHAG’DAKİ VAKIF BİNASININ CEMAATTEN AYRILANLARA MI YOKSA CEMAATE Mİ AİT OLDUĞU KONUSUNDA SORUYA VERDİĞİ CEVAP;

س: جمعية تعليمية خيرية لها مؤسس ومجلس إدارة ولها فروع في عدة أماكن، وهي قائمة من أموال الصدقات والتبرعات والهبات، وليست شركة ولم تقم على الشراكة إنما هي جماعة دعوية خيرية تنشط تحت أسماء متعددة، وكل الأموال التي تأتي إلى هذه الجمعية تأتيها بصفة الصدقة والتبرع والهبة، ولا يأتيها شيء بصفة الشراكة؛ لأنها ليست مؤسسة تجارية أو ربحية، وكل العاملين في هذه الجمعية وفي كل البلاد يعلمون أنهم يتبعون لمجلس إدارة الجمعية ومؤسسها، ويلتزمون بالقرارات الصادرة منهم، وكل العاملين في هذه الجمعية التعليمية يعملون فيها متبرعين بدون أجر، والبعض الآخر يعمل فيها بأجر رمزي، وفي أحد فروع الجمعية قرر بعض الأشخاص الخروج من الجمعية والعمل كمستقلين، فهل يجوز لهم أن يأخذوا الأموال التي دفعوها لهذا الفرع أو كانوا سببا في جمعها؟

ج: الحمد لله، والصلاة والسلام على نبينا محمد، وعلى آله وصحبه أجمعين؛ أما بعد: فهذه الأموال المسؤول عنها قد دُفعت إلى الجمعية الأم، والجمعية لها شخصية اعتبارية، فكل ما يدخل في حسابها، وييذل باسمها هو ملك لها يتصرف فيه المسؤولون فيها في المجالات الخيرية المعتمدة، وعليه فلا يجوز لمن رغب من أعضائها في بعض الفروع في الاستقلال عنها أن يأخذ الأموال التي تبرع بها، وقبضتها الجمعية، أو الأموال التي جمعها أولئك باسم الجمعية، فعلى أولئك الذين رغبوا في الاستقلال أن يجمعوا أموالا بطريقتهم الخاصة، وباسم جمعيتهم الناشئة، والله أعلم.
قال ذلك: عبد الرحمن بن ناصر البراك
في يوم الجمعة 17 من ربيع الأول 1438هـ.في يوم الجمعة 17 من ربيع الأول 1438هـ.

 

Soru: Bir çok yerde şubeleri olan, kurucusu ve idare meclisi olan bir eğitim ve hayır cemiyeti. Sadaka, bağış ve hibelerle kurulmuştur. Şirket değildir. Hayırlı işlere davet eden bir cemaattir. Şubeleri farklı isim altında olabilmektedir. Bütün malları sadaka, bağış ve hibe olarak gelip şirket sıfatıyla gelmemektedir. Çünkü cemiyet ticari ve kâr amaçlı bir müessese değildir. Bütün şehirlerde bu cemiyette çalışan herkes cemiyetin idare meclisine ve kurucusuna tâbi olmaktadır ve idare meclisinden çıkan kararlara bağlı kalmaktadırlar. Bu eğitim cemiyetinde çalışanların bir kısmı gönüllü ve ücretsiz olarak, bazısı ise düşük bir ücretle çalışmaktadırlar.

Bu cemiyetin şubelerinin birinde bazı kişiler cemiyetten ayrılmaya ve tek başlarına çalışmaya karar verseler, bu şube için verdikleri ya da toplanmasına sebep oldukları malları geri almaları caiz olur mu?

 

Cevap: Elhamdulillahi Rabbi’l Âlemin, ve’s-Saletu Ve’s-Selâmu Alê Nebiyyinê Muhammed ve Ale Êlihî ve Sahbihî Ecmaîn.

Hakkında sual edilen bu mallar ana cemiyet için verilmiştir. Cemiyetin tüzel kişiliği vardır. Cemiyetin hesabına giren ve onun ismi ile bağışlanan her şey cemiyetin mülküdür ve cemiyette sorumlular o malı hayırlı işlerde kullanmada yetkili olurlar. Buna göre bazı şubelerde o cemiyetin fertlerinden ayrılmak isteyen kimseler için o cemiyete bağışlanmış ve cemiyetin teslim aldığı veyaayrılan kimselerin cemiyetin ismi ile topladığı malları almaları caiz olmaz. Ayrılmayı isteyen kimselerin üzerine gereken kendi yollarına özel ve yeni ortaya çıkan cemiyetlerinin ismi ile mal toplamalarıdır. Allah en iyi bilendir.

Allame Abdurrahman Bi’n-Nasır El Berrak

Suudi Arabistan

16 Aralık 2016

El Berrak Sekreteri:  +966 541 347 282

http://www.furkanvakfi.net/kopenhag-vakif-binamizin-durumu-abdurrahman-bin-nasir-el-berraka-soruldu-iste-fetva.html

EZHER ÜNİVERSİTESİ DOKTORLARINDAN MISIRLI MUHAMMED SAİD HOCA’NIN
KOPENHAG’DAKİ VAKIF BİNASININ CEMAATTEN AYRILANLARA MI YOKSA CEMAATE Mİ AİT OLDUĞU KONUSUNDA SORUYA VERDİĞİ CEVAP;

الجواب : الحمد لله والصلاة والسلام على رسول الله وعلى آله وصحبه أجمين وبع:
لا يجوز لأحدٍ من التاركين للجماعة أو الوقف أن يُطالب بما دفعه من أموال للجماعة أو ماجمعه باسم الجماعة الأم ، لأن ما جمعه من تبرعات أضيفت إلى أموال الوقف الرئيسي ، ومن المعلوم أن المتبرع لم يتبرع لشخص الجامع للتبرعات ، إنما تبرع للوقف نفسه ، والأمور بمقاصدها ، ولذلك فلا يجوز له المطالبة باسترجاع هذه التبرعات ، لأنها لم تكن موجهة لشخصه حتى يطالب بها .
وأما مطالبته بنقل ملكية هذا الوقف أو شيء منه إليه أو إلى أي جهة أخرى ولو كانت جمعية خيرية أو وقفاً فلا يجوز إلا بإذن مؤسس الوقف الرئيسي ، لأن هذه الأموال أصبحت ملكاً للوقف الرئيسي وأي تصرف بأموال الوقف بدون إذن صاحب الوقف الرئيسي هو تصرف غير جائز وغير صحيح شرعاً ، ويُعتبر اعتداءً صارخاً على حقوق صاحب الوقف الرئيسي وعلى حقوق من أُوقف الشيء من أجلهم، وهذا التصرف منه يُدخله في دائرة المحظور الذي حذّر منه رسولُ الله صلى الله عليه وسلم في الحديث الذي رواه البخاري عن خولة الأنصارية رضي الله عنها قالت : سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول : ( إن رجالاً يتخوضون في مال الله بغير حق فلهم النار يوم القيامة .
وحتى لو ادعا التارك للجماعة أنه لم يجمع تلك الأموال إلا للخدمة العامة وليس للجماعة  والوقف فلا يُقبل قولُه في هذه الحالة لأنه قال هذا بعد تركه للجماعة وانشقاقه عنها وهذا مظنة تهمة فيه لأن حاله وأفعاله وأقواله قبل تركه للجماعة كانت تشير إلى خلاف ذلك ) .
وعلى هذا فإن صاحب الوقف الرئيسي هو صاحب السلطة والتصرف والقرار في جميع أموال الوقف .
وما أضيف إلى فروع الوقف من أموال وتبرعات تصير جزءاً من أموال الوقف الرئيسي .
وأي تصرف بأموال الوقف بدون علم صاحب الوقف الأصلي هو تصرف بغير حق وفيه اعتداء آثم وظلم كبير على الوقف وصاحبه
هذا والله أعلم .
د- محمد سعيد المصري -( عضو الاتحاد العالمي لعلماء المسلمين )

Soru: Kurucusu ve idare meclisi olan bir eğitim ve hayır cemiyeti. Bir çok yerde şubeleri vardır. Sadaka, bağış ve hibelerle kurulmuştur. Şirket değildir. Hayırlı işlere davet eden bir cemaattir. Şubeleri farklı isim altında olabilmektedir. Bütün malları sadaka, bağış ve hibe olarak gelip şirket sıfatıyla gelmemektedir. Çünkü cemiyet ticari ve kâr amaçlı bir müessese değildir. Bütün şehirlerde bu cemiyette çalışan herkes cemiyetin idare meclisine ve kurucusuna tâbi olmaktadır ve idare meclisinden çıkan kararlara bağlı kalmaktadırlar. Bu eğitim cemiyetinde çalışanların bir kısmı gönüllü ve ücretsiz olarak, bazısı ise düşük bir ücretle çalışmaktadırlar.
Bu cemiyetin şubelerinin birinde bazı kişiler cemiyetten ayrılmaya ve tek başlarına çalışmaya karar verseler, bu şube için verdikleri ya da toplanmasına sebep oldukları malları geri almaları caiz olur mu?

Cevap: Cemaati veya vakfı terk edenlerden hiç kimseye, cemaate veya vakfa verdikleri veya ana cemaatin adı ile topladıkları malları istemeleri caiz olmaz. Çünkü bağış olarak topladıkları her şey merkez vakfın (cemaate) mallarına ilave edilmiştir. Bilinen bir şeydir ki bağışlayan kişi bağışları toplayan kimse için bağışlamamıştır, ancak vakıf için bağışlamıştır ve işler maksatlarına göredir (bir iş hangi maksat için yapıldıysa o geçerlidir). Buna göre bu bağışları geri isteyerek talepte bulunmak caiz olamaz. Çünkü bu bağışlar onun şahsına verilmemiştir ki onu talep edebilsin. Bu vakfın mülkiyetini ya da ondan bir kısmını, bağış yapanlara veya bağış toplayanlara devredilmesini talep etmesine gelince; hayır cemiyeti de olsa vakıf da olsa merkez vakfın (Cemaatin) kurucusunun izniyle olmadıkça bu caiz olamaz. Çünkü bu mallar merkez vakfın mülkü olmuştur. Asıl vakfın sahibinin izni olmadıkça vakfın mallarını kullanmak caiz değildir ve şer’an sahih değildir. Merkez vakfın sahibinin hukukuna ve onlar sebebiyle bir şey vakfetmiş olanların hukukuna açık bir saldırı kabul edilir. Böyle bir şey yapmak kişiyi haram dairesine sokar. Öyle ki Buhari’nin Havle Ensarî (ra)’den rivayet ettiği hadiste Resulullah bundan sakındırmıştır. Havle (ra), “Resulullah (SAV)’ı şöyle söylerken işittim: ‘Muhakkak ki bazı kimseler, hakları olmadığı halde Allah’ın malına dalıyorlar, kıyamet günü onlara ateş vardır.”
Cemaati terk eden kişiler bu malları cemaat ve vakıf için değil ancak topluma hizmet için topladığını iddia etse bile bu durumda sözü kabul edilmez. Çünkü bunu cemaatten ayrıldıktan sonra söylemiştir. Bu iddiasını ayrıldığı için ortaya atmakla itham edilir. Çünkü cemaati terk etmeden önceki durumu, yaptıkları ve sözleri bunun aksine işaret etmektedir.


Sonuç: Muhakkak ki merkez vakfın (cemaat) sahibi vakfın tüm mallarında yetkilidir, tasarruf ve karar sahibi olandır. Vakfın şubelerine ilave edilen bağışlar merkez vakfın (Cemaatin) bir parçasına dönüşür. O ilave edilen kısımda da kullanma yetkisi asıl vakıf sahibine döner. Asıl sahibinin bilgisi olmadan vakfın (Cemaatin) mallarını kullanmak haksız yere tasarrufta bulunmaktır. Bu tasarrufta vakfa ve vakfın sahibine karşı büyük günah olan bir haddi aşma ve büyük zulüm vardır. Allah en iyi bilendir.

http://www.furkanvakfi.net/kopenhag-vakif-binamizin-durumu-ile-ilgili-2-fetva-misirli-muhammed-said-hocadan.html

 



0 Yorum

Yorum Yaz