"Hukuk Devletinde Bakan Böyle Konuşamaz!"

Alparslan Kuytul Hocaefendi, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun uyuşturucu satıcıları için söylediği 'ayağını kırın, suçu bana atın' sözleri hakkında, Şimdi eğer bakan, uyuşturucuya olan nefretini anlatmak istiyorsa başım gözüm üzerine. Yalnız bu memleket hukuk devleti ise bir bakan böyle konuşamaz. Onun kanunda bir yeri var zaten, polis yakalar götürür, kanun cezasını verir" şeklinde cevap verdi.

"Hukuk Devletinde Bakan Böyle Konuşamaz!"
06 Oca 2018 02:53:35

Alparslan Kuytul Hocaefendi 8 Aralık Cuma günü canlı yayında gerçekleştirdiği Tefsir Dersi sonrası kendisine yöneltilen soruları cevaplandırdı. Hocaefendi, İçişleri bakanı Süleyman soylunun “Uyuşturucu satıcısını gördüğü zaman ayağını kırmayan polis görevini yapmamış demektir” sözlerini nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna verdiği cevapta; Ben bu yaşıma geldim bu kadar bakan gördüm böyle konuşma görmedim. Bu sözün neresini değerlendireceğim ki? Değerlendirilecek bir tarafı mı var? diye sorarak şaşkınlığını gizleyemedi.

POLİSİN AYAK KIRMASI DİYE BİR CEZA KANUNDA VAR MI?

Alparslan Kuytul Hocaefendi, "Geldiğimiz nokta işte! Geldiğimiz noktayı gösteriyor. Şimdi eğer bakan eğer uyuşturucuya olan nefretini anlatmak istiyorsa başım gözüm üzerine. Uyuşturucudan hepimiz nefret ediyoruz. Yalnız bu memleket hukuk devleti ise bir bakan böyle konuşamaz. Onun kanunda bir yeri var zaten, polis yakalar götürür, kanun cezasını verir.

Polisin ayak kırması diye bir ceza kanunda var mı?

Lafa geldiği zaman “Türkiye hukuk devleti” diyorlar. Sonra da guguk devletiymiş gibi konuşuyorlar. Madem hukuk devleti ise bununla ilgili kanun çıkar o zaman de ki; “polis yakaladığı zaman ayağını kırar.” Diyebiliyorsan de, böyle kanun koyabiliyorsan koy hadi.

Her şey kanuna uygun olsun. Yoksa siz bunu polise bırakırsanız polis de icabında yanlış yere de insanların ayağını kırabilir. İftira da atabilir; Adamın ayağını bile bile kırmıştır, ondan sonra da ‘efendim uyuşturucu satıyordu ben öyle gördüm o yüzden kırdım’ der kurtulur.

POLİSİ NEDEN İNSANIN NEFRET ETTİĞİ BİR KONUMA GETİRMEK İSTİYORSUNUZ?

Yani polis mi hâkim mi, cellat mı? Polisi neden toplumun nefret ettiği bir insan konuma getirmek istiyorsunuz? Polis her gördüğü yerde onun bunun ayağını kırmaya kalkarsa toplum bunlardan nefret eder. Şimdi bu, polise iyilik mi, kötülük mü?

“Efendim sadece uyuşturucuyu satanlar için söyledik” tamam uyuşturucu satanlardan çok nefret ediyorsanız, samimiyseniz cezayı ağırlaştırın. Ağırlaştırmıyorsunuz, ondan sonra polis yapsın diyorsunuz" dedi.

Hocaefendi polislere şunları tavsiye ettiğini söyledi;

"Sakın ha sakın böyle bir şey yapmayın hâkim sizi hapse atar. Bakanı kimse dinlemez. Kanun neyse o. Hâkim kanuna göre karar vermek zorunda. Polis kimsenin ayağını elini kıramaz. Kanunda böyle bir yetkisi de yok. Böyle bir şey yaptığı zaman polis kendisini kurtaramaz.

“Bakan böyle dedi ben de böyle yaptım” derse hâkim der ki “Bu ülkede kanun var, bakanın lafıyla olmaz” Kanunlar parlamentodan çıkar, bakanın ağzından çıkan kanun değildir. Ama öyle bir ortam meydana getirdiler ki bakanın, başbakanın hele hele reisi cumhurun ağzından çıktıysa o kanun oluyor. Parlamento fes olmuş vaziyette, onlar her şey olmuş durumdalar" dedi.

ŞEFKATSİZ MERHAMETSİZ BİR ÜLKEYE DÖNDÜK

Hocaefendi soruya verdiği cevabında devamında şunları kaydetti;

Şimdi bakan bunu cumhurbaşkanından almasa, ondan böyle bir yüz bulmasa böyle konuşabilir mi? Cumhurbaşkanı sürekli olarak “acımayacaksınız” derse, bakan da böyle konuşmuş çok mu? Şefkatsiz merhametsiz bir ülkeye döndük.

Uyuşturucu satanlara şefkat mi gösterelim? Hayır. Ben şunu söylemek istiyorum, böyle bir kanun yok, kanuna göre ceza ver. Kanundaki ceza az ise o zaman kanunu ağırlaştır. İş kanuna uygun olsun. Hukuk devleti olsun. Herkes istediği gibi ceza vermeye kalkışmasın. Bunun yolunu açmayın.

DEVLET AŞAĞIDAKİYLE Mİ UĞRAŞIR TEPEDEKİYLE Mİ?

Ayrıca siz neden polise “uyuşturucu satan ayağını kır” diyorsunuz da, neden o uyuşturucu satanların patronlarını yakalamıyorsunuz? Sen neden bakan olarak; o mafyaların liderlerinin ayaklarını kırmıyorsun?

Bakan böyle söylüyorsa, ben de bakana diyorum ki; eğer sen de o uyuşturucu satan, uyuşturucu baronlarının ayaklarını kırmazsan sen de bakanlık görevini yapmamış sayılırsın. O zaman sen de onların ayaklarını kır hadi.  Bu uyuşturucu satanların nereye bağlı olduğunu siz gerçekten bilmiyor musunuz? Külahıma anlatın siz onu.

Siz aşağıdakilerle mi uğraşıyorsunuz? Devlet aşağıdakiyle mi uğraşır, tepedekiyle mi? Tepeden halletsenize bunu. Tepeden halletmiyorlar. Garibanlarla uğraşıyorlar. O uyuşturucu satan ya anası babası yoktur, ya ana baba tarafından eğitilmemiştir, yüzde doksan dokuz buçuk çok fakir bir ailenin çocuğudur, kim bilir başından neler geçmiştir neler, hangi yollardan geçmiştir. Yapmadığı girmediği iş kalmamıştır, en son orda bir iş bulmuştur.

SEN DEVLET OLARAK BUNLARI EĞİTTİN Mİ?

Sen devlet olarak bunları eğittin mi? Bu çocuklara sahip çıktın mı? Köprü altında yatanlara sen devlet olarak sahip çıktın mı? Eğitimini verdin mi? Bu toplumda her gün boşanmalar çoğalıyor. Sen boşanmaları engelleyecek İslami bir eğitim, İslami bir aile meydana getirdin mi? Bu boşananların çocukları ekseriyetle bu yollara düşüyor. Sen bu toplumda fakirliği kaldırabildin mi? Ceza ondan sonra doğru olur.

Hz. Ömer’e hırsız getirmişler eli kesilecek yargısız infaz yok. Bakanın dediğine göre polisin yargısız infaz yapması gerekiyor. Bakanın şu konuşması kesinlikle mahkemelik. Yargısız infaz yapın diyor. Bu çocuk belki de silah zoruyla bu işe konulmuştur. Uyuşturucu mafyalarının hepsi silahlı örgütler değil mi? Bunlara karşı gelebilecek mi o çocuklar? Yaşı 14-15-20 neyse… Bunlar karşı gelebilir mi? Karşı gelsin de görsünler. Onların hangisini affeder mafya. Sen o mafyaları bitirdin de mi bu çocukların ayağını kırıyorsun şimdi? Sen gerekli güvenlik ortamını sağlamadan, eğitimini vermeden, ceza uygulayamazsın.

GEREKLİ EĞİTİM VERİLMEDEN CEZA UYGULANAMAZ

Hz. Ömer’e hırsız getiriliyor, sormadan uygulamıyor, hemen elini kesin demiyor, konuyu inceliyor, bakıyor ki bunlar fakirliğinden dolayı bu işi yapmışlar. O zaman onlar köleymiş iki tanesi, “kölenin efendisini çağırın” diyor, efendisini çağırıyorlar ona kızıyor “Neden sen bunların karnını doyurmadın” hırsızlar “Bizi efendimiz aç bıraktı, biz mecbur kaldık, bize yeterince yemek vermiyor” demişler, bir deveyi çalmışlar “Ne yapalım” demişler. Bunun üzerine efendiyi çağırıyor, kölelerin sahibini, ona kızıyor, ceza veriyor ve o devenin parasını da ona ödettiriyor, hırsızları da serbest bırakıyor. Ömer AdaletiGerekli ortam sağlanmadan ceza uygulanamaz. Gerekli eğitim verilmeden ceza uygulanamaz.

Bir adam Hz. Ömer’e gelmiş demiş ki; “Benim çocuğum bana karşı saygısızlık yapıyor, benim haklarıma riayet etmiyor, babasıyım babası değilmişim gibi davranıyor, itaat etmiyor” Hz. Ömer, “oğlunu çağır” diyor. Diyor ki “oğlum sen niye babana böyle davranıyorsun? Baba hakkı vs. biraz anlatıyor. Ondan sonra çocuk dinliyor dinliyor diyor ki; “Ya Emir El Müminin. Hep babaların mı hakkı var? Hiç çocukların hakkı yok mu?” Hz. Ömer “var” diyor. “Evvela anasını iyi seçmeli, her erkek evleneceği kızı iyi seçmeli, sonra güzel bir isim koymalı, sonra İslam’ı öğretmeli, Kur’an’ı öğretmeli, Kur’an’ın manasını, mesajını öğretmeli. Çocuk diyor ki “Bunların hiçbiri bende yok, benim anam da iyi bir kadın değil, ismim de iyi değil, İslam’ı öğrenmeye gelince zaten bana babam hiçbir şey öğretmedi” diyor. Hz. Ömer adama demiş ki; “Be hey adam! Sen çocuğun haklarına riayet ettin mi ki, ondan bekliyorsun? Git” diyor. Sen önce çocuğuna karşı yapman gerekeni yap ondan sonra ondan bekle! Şimdi baba devlet aynı şey…

DEVLET VATANDAŞINA, GENÇLİĞE, NESLİNE KARŞI GÖREVİNİ YAPMIŞ MI Kİ!

Devlet bunlara İslam’ı öğretmiş mi ki? Öğretenlere de engel oluyor! Bir mahkemede (siyasi bir konu değildi başka bir meselede şahit olarak beni çağırmışlardı) Hâkim dedi ki; “Hocam Adana’da çok olay var, sizin gibi hocalar burada, niye bu kadar olay oluyor? Neden sizin gibi hocaların olduğu bir yerde bu kadar çok olay oluyor? İnsanlara iyi öğretmiyor musunuz ki, bu kadar çok olay var Adana’da?”

Dedim “Hâkim Bey, bu devlet çocuğu alıyor, 18 sene okutuyor adam edemiyor, sen devlete hesap sormuyorsun da bana mı soruyorsun? Sonra hocaları da susturuyorsunuz, konuşturmuyorsunuz. Hoca biraz konuştu mu ceza yazıyorsunuz, “gel bakalım ifadeye…” Sürekli haliniz bu… Bu kaçıncı ifadedir?

DEVLET BİR KERE VATANDAŞINA EVVELA İSLAM’I ÖĞRETECEK

Ondan sonra o mafyaların kökünü kurutacak. Siz istihbaratın mafyayı bilmediğine inanıyor musunuz? Mafyanın başındakini, sistemlerini, nasıl dağıttıklarını, uyuşturucuları nereden getirdiklerini bilmediğine kim inanıyor burada? Kimse inanmıyor. İstihbarat hepsini biliyor, engellemiyor, nasılsa diyor bu işi biri yapacak, bari kontrolümüzde olan filan falan mafyalar yapsın. Aynen böyle. Nasılsa bu sahayı boş bırakamayız, nasılsa biri burayı dolduracak, kafa bu. Yani bir kere kafa yanlış. Nasılsa biri yapacak, iyisi mi bizim kontrolümüzde, vatanı milletini seven, nasıl oluyorsa, mafya vatanını milletini nasıl seviyorsa. Biraz daha vatanını milletini seven, biraz daha Türkçü bir mafya olsun, hiç olmazsa onların elinde olsun bu iş, nasılsa birileri yapacak bu işi. Ya niye yapsın birileri! Kimse yapmasın lanet olsun gitsin bu uyuşturucu ülkemizden Sen herkesi susturuyorsun da mafyayı mı susturamıyorsun?

CEZA VERECEKSENİZ DE KANUNA GÖRE VERECEKSİNİZ

Devlet görevini yapmadan ceza veremez;

·         Bir kere bu çocuklara İslam öğretilmedi,

·         Çocukları o yola sevk eden mafya patronları ve mafya teşkilatları lağvedilmedi, bitirilmedi.

O halde bunlara ceza veremezsiniz. Ceza verecekseniz de kanuna göre vereceksiniz. O zaman kanunu değiştirin kardeşim. Evvela o mafyanın başındakileri idam edin. Ayağını da kırmayın. Çünkü onlar insanları zehirliyor ve onların ölmelerine sebep oluyor. Çoklarını öldürdüler, Kısas lazım bunlara, ne ayak kırması. Bir sürü vatan evladını öldürdü bunlar. Onlara kısas, onlardan sonra geride kalanların birçoğu çocuk, onların içindeki küçük çocuklar daha 14-15 yaşlarında. Alın bunları eğitin “Evladım bu haramdır, yanlıştır” deyin, İslami eğitim verin verdirin, bir şeyler öğretin.

Ayağını kırsan ne olacak? O zaman topal ayakla yapmaya başlar.

Bakanın bu konuşması ne İslam’a uygun, ne kanunlara uygun. Ben böyle konuşsam ne yaparlar, kim bilir neler yaparlar. Bakan konuşuyor, baro dava açtı fakat Türkiye’de bakanın aleyhinde karar mı çıkacak, hiç zannetmiyorum. Öyle bir ülke oldu ki artık her yetkili istediğini yapıyor…



0 Yorum

Yorum Yaz