Bakanlıktan 'Karıştır-Barıştır' Talimatı

Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan PKK'li tutuklular, IŞİD’lilerle aynı yerde görüş yaptırılmasının son bulması için Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptıkları başvuru reddedildi.

Cezaevi idaresi, 15 Temmuz askeri kalkışmanın ardından 12 Eylül askeri darbe ürünü olan “Karıştır-barıştır” uygulamasını devreye koydu. PKK, IŞİD, 'FETÖ' ve sol örgütlere üye tutuklular aynı koridora yerleştirip, açık görüşleri de aynı alanda yapılmaya başlandı. Tutuklular, uzun süredir kendilerinin ve ailelerinin can güvenliklerinin olmadığı için açık görüşlere çıkmama kararı aldı.

Tutuklular, 3 Eylül'de savcılığa başvurarak “Karıştır-barıştır” uygulamasının son bulmasını istedi. Tutukluların talebini reddeden savcılık, “Karıştır-barıştır” uygulamasının Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü'nün emri olduğunu kaydetti. Söz konusu uygulamanın "örgütsel haberleşmenin ve eylem birliğinin önüne geçilebilmesinin sağlanması" amacıyla yapıldığını savunan savcılık, aynı koridorda bulunan üç farklı odaya PKK, IŞİD, FETÖ ve sol örgütlere üye tutukluların yerleştirildiğini belirtti.

Savcılık, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü'nün, 4 Kasım 2016 tarih ve 77204178-207.04.02/14233/126215 sayılı emirlerine dikkati çekerek, "Örgütsel haberleşmenin ve eylem birliğinin önüne geçilebilmesi amacıyla, kurumumuzda yaptırılan açık ve kapalı ziyaret programlarında, avukat ziyaretlerinde ve tüm faaliyetlerde aynı koridorda bulunan farklı örgüt mensuplarının, aynı görüş alanında, gerekli elektronik ve fiziki güvenlik önlemleri alınarak, faaliyete çıkartıldığı" ifadelerine yer verdi Savcılık, bu gerekçeyle tutukluların yaptığı başvuruyu reddetti.

'Karıştır-barıştır' politikası ne?

12 Eylül darbesi sonrası başta Mamak Cezaevi olmak üzere cezaevlerinde uygulanan ve darbecilerin "Karıştır barıştır" adını verdiği, sol ve sağ örgütlerden tutukluların aynı koğuşlara konulduğu uygulama birçok gerginliği beraberinde getirmişti. Aynı uygulama geçtiğimiz yıllarda Adana Kürkçüler'de de hayata geçirilmeye çalışılmış ve tepki çekmişti.