Harbiyeli Annesi, Müebbet Alan Oğlunun Savunmasını Yayımladı

Harbiyeli öğrenci annesi Melek Çetinkaya, müebbet hapis cezası alan oğlunun mahkeme savunmasını sosyal medya hesabından yayımladı. Çetinkaya, hesabından " oğlum 40 aydır içeride lütfen sesimiz olun" ifadelerini kullandı.

Harbiyeli Annesi, Müebbet Alan Oğlunun Savunmasını Yayımladı
21 Kas 2019 16:37:49

15 Temmuz sonrası müebbet hapis cezası alan Hava Harp Okulu öğrencisi Taha Furkan Çetinkaya'nın annesi Melek Çetinkaya sosyal medya hesabı üzerinden oğlu Furkan'ın mahkeme savunmasını paylaştı.

Yaptığı paylaşıma "Oğlum 40 aydır içerde lütfen sesimiz olun, savunmayı yayalım" notunu düşen anne Çetinkaya , oğlunun SEGBİS ile verdiği savunmayı paylaşarak dosyanın istinafta olduğunu ifade etti.

Semra Kuytul Hocahanım da sosyal medya hesabından harbiyeli Furkan Çetinkaya'nın savunmasını paylaşarak destek verdi. Hocahanım, "Normalde emre itaat etme yükümlülükleri olduğu için eylemlerinde suçlu sayılmamaları gerekirken emre itaatte etmemişler. Bu çocukların suçu ne o zaman! "Neden emre itaat edipte kurşun sıkmadın" diye mi müebbet aldılar! ifadelerini kullanarak tepki gösterdi.



İşte müebbet hapis cezası alan Hava Harp Okulu 1. sınıf öğrencisi Taha Furkan Çetinkaya'nın mahkeme savunması:


Hava Harp Okulu Öğrencisi Taha Furkan ÇETİNKAYA'nın savunması:

(Mahkemenin SEGBIS dökümü aynen verilmiştir)


Konuşmama başlamadan önce Şehit Ragıp Enes katran ve Murat Tekin’i ve tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum önceki savunmalarını tekrarlıyorum Geldiğimiz noktada kimsenin Aslında bizim için

...... düşündüğünü sanmıyorum. Olmayan olaylarımızla ilgili de anlatacak fazla bir şey kalmadı. Fakat yine de 15 Temmuz gecesini kendi açımdan anlatmam gerekirse, daha önce yüzlerce kez aldığım bir emir olan araçtan in emrine müteakip ayağım bir kez asfalta değdi. Daha sonra İstiklal Marşı’nı okuyanları görünce durdum ve esas duruşa geçtim. hemen ardından halkın sevgi gösterileri eşliğinde tekrar otobüsüme bindim ve oturmaya devam ettim. Sayın savcının ısrarla "Eylemlerine devam etmişlerdir„ derken bahsettiği eylem budur. Oturmak!

Zaten savcının mütalaasında sayfa 7'nin sonu ve "Sanıkların olay mahallinde gerçekleştirdikleri eylemler" başlığı altında maddeler var. Orada adım geçmiyor benim. Esasen mütalaada da 755 sayfalık iddianamede de Sanık listesi içinde adım hiç geçmiyor. Fakat buna karşın 21 aydır tutukluyum ve hakkımda iddianamede en yüksek ceza isteniyor.


Biraz mütalaadan bahsedecek olursam; sayın savcı 127 tane sanığın ifadesini, savunmasını yarım sayfadan daha kısa özetlemiş ve demiş ki "bu savunmalara itibar suçtan kurtulmaya yönelik". Şimdi ben suçsuzsam neyle savunma gerektiğini anlayabilmiş değilim.

Diğer bir madde de gece geç vakitlerde plansız ve ani olarak tatbikat için bir başka şehre gitmek hayatın olağan akışına aykırıdır demiş. Öncelikle tatbikat zaten Tatbikat Raporu'nda belirtildiği üzere savcının kanaatinin aksine gece vakitlerinde plansız ve ani olarak yapılır.

Ayrıca mütaalada gece 12'de okula dönüşü mühimmat alınması da olağan değildir deniyor. Bununla ilgili yola çıkana dek bana zaten bir bilgi verilmedi. Yolda iken saldırısı olabilir, biz güvenliğimiz için okula geri dönüyoruz denildi. zaten olağan bir durum değil, hiçbirimiz bunun olağan bir durum olduğunu iddia etmiyoruz. Yani daha önce bize şu an terör saldırısı olacağı denmemişti. İlk defa öğrenmiştim. Onun üzerine okula acil bir dönüş talim verilmişti. Onun dışında benim kamptaki arkadaşlarımızın gelip gelmeyeceği, bizden önce birlikte başka birilerinin çıkıp çıkmadığı, çıktıysa nereye gittiği veya Hava Harp Okulu'ndaki personelin de çıktığını bilmem mümkün değil.

Bunu defalarca anlattık. İzole bir ortamdayım. Herhangi bir elektronik araç gerece de ulaşma imkanına sahip değilim. komutalarımın bana verdiği bilgi dışında bir bilgiye sahip olma imkânım yok. Buna bir örnek vermem gerekirse yine; mesela burada sabahtan akşama kadar duruşma salonunda oturuyoruz, biz sanıklar olarak. Beni buraya getirmek İçin koğuşumdan sabah altıda çıkarıyorlar. Akşam sekizi buluyor dönmem. Bu süre zarfında ülkemizde bütün dünyanın duymuş olduğu bir olay olsa, eğer biri bana gelip bilgi vermezse bilemem.

Mütalaadaki diğer bir kısımda, “Araçlarda toplam 6 kişide cep telefonu bulunduruyor olması rütbeli asker sanıkların, askeri öğrenci olan sanıkları bilgilendirmişlerdir.” Şeklinde anlamsız bir cümle var. Devamında “Askeri öğrencilerin komutanlarını korumak için bunu gizlediği” iddia edilmiş.

Hiçbir delile dayandırılmayan ve şahsi kanaatten öte gitmeyen bu iddia için şunu söyleyebilirim:

Bence asıl hayatın akışına aykırı olan 116 tane askeri öğrencinin sulh ceza ve savcılık ifadesinde ve mahkemede savunmasında aynı şeyleri söylemesidir. Diğer türlü savcı tarafından örgütsel ifade vermemize yorulsa da aynı ifadeyi vermemiz aynı şeyleri anlatmamızın, aynı olayın içinde bulunmamızdan başka bir sebebi yoktur. Ayrıca cezaevinde 7 kişilik koğuşlarda 39 kişi ile insani yaşam standartlarının çok çok altında 21 ayı geçirdiğimiz göz önünde bulundurulursa ve müebbet hapisle yargılandığımız düşünülürse kimsenin kimseyi korumayacağı anlaşılabilir.


Başka bir maddede “Haklarında beraat talep ettiğimiz araç şoförleri gibi olay mahallinde aktif bir harekette bulunmama, olaylar başladığında teslim olma veya olay yerini terk etmemişlerdir” deniyor. Olay mahallinde aktif bir hareketimin olmadığının iddianame ve mütalaa ile sabit olduğunu söylemiştim. Olaylardan kasıt ne bilmiyorum ama baştan sona kesin vaziyette otobüste oturduğumu da belirtmiştim. Bu durumda olay yerini terk etmem ise mümkün olmadığı gibi, son derece saçma olurdu. Sonuçta bu durumun beraat talep etmeyi gerektirdiğini yazan savcının hakkımda en ağır cezayı talep etmesi yaman bir çelişki oluşturmaktadır.

Şimdi mütalaa da en çok dikkatimi çeken ibareyi aktarmak istiyorum: “Dosyada mevcut görüntüler, raporlar, ifade tutanakları ve bütün deliller sanıkların bilerek ve isteyerek eylemlerini gerçekleştirmek istediklerini ortaya koymaktadır” deniyor. Sormak istiyorum: Hangi görüntü, hangi rapor, hangi tutanak, hangi delil ve hangi eylem? Oturmak ve İstiklal Marşı okumaktan başka bir eylemde bulunmadığımı yeniliyor ve aksini gösteren bir görüntü, rapor, tutanak, delil var ise sayın savcının bunun bizimle de paylaşmasını rica ediyorum.

Diğer bir ibarede de: “Askeri öğrencilerin teamüllere aykırı şekilde önceden seçilerek belirlenmiş olması deniyor.” Öncelikle o sırada numarası okunanlardan olmayanları belirten arkadaşlarım tamam o zaman sen gel denilerek çağırıldığını söylemiştik. Bu yüzden numara listesine büyük bir anlam yüklemek anlamsız olacaktır. Ayrıca bu konuda bize bilgi verilmedi. Fakat şahsen bu öğrencilerin genel olarak disiplin yönüyle öne çıkanlar olduğunu düşündüğümüzü de söylemiştik. Zaten iddianamede de bu şekilde yer alıyor. Bu ibarede daha dikkat çeken kısım ise; teamüllere aykırı şekilde denilmesi. Sayın savcı teamüllere aykırı olduğu kanısına nasıl varmış bilmiyorum ama benim 6 yıllık askeri öğrencilik hayatımda gördüğüm kadarıyla askeriyede her iş rütbe ile yapılır. Sonuç olarak, savcının darbe faaliyetleri kapsamında bilinçli şekilde kamptan çıktığım iddiasını ve dosyada bununla ilgili en ufak delil veya bir emare olmamasına karşın bu iddianın dosya kapsamı ile sabit olduğu ifadesini kesinlikle reddediyorum ve beraatımı talep ediyorum.




0 Yorum

Yorum Yaz