Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi’den Gündeme Dair Analizler

Yazar: Alparslan Kuytul Hocaefendi Tarih: 04 Mar 2018

Alparslan Kuytul Hocaefendi, 19 Ocak Cuma Günü Tefsir Dersi sonrası kendisine yöneltilen ‘Afrin’e yapılacak operasyonu ve bu operasyonun detaylarının kamuoyu ile paylaşılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?’ sorusuna verdiği cevapta önemli analizlerde bulundu. (Henüz Afrin’e operasyon başlamadan önce)

BELKİ DE TÜRKİYE’Yİ TUZAĞA ÇEKİYORLAR

Suriye’nin bu hale gelmesinden kim sorumlu? En başta Türk hükümeti hesapsız kitapsız bir şekilde düğmeye bastı, hâlbuki hesap yapmalıydılar. Herkesin bildiği üzere Amerika’ya güvenerek Suriye’nin bu hale gelmesine destek verdiler. Birincisi; Amerika’ya güvenilmez. İkincisi; Beşar zaliminin arkasında; Rusya, Çin, Irak, İran, Lübnan var.

Beşar’ın arkasında hangi güçlerin olduğunu hesap etmeden düğmeye basılır mı? Ben o zaman bu işin başarıya ulaşamayacağını söyledim. Suriye’nin bu hale gelmesine sebep oldular ve şimdi Suriye bölünecek diye, Afrin’de Amerika’nın desteğiyle PKK-PYD devlet kuracak diye korkuyorlar. Amerika oradaki PYD’ye 4.900 tır ve 2000 uçak dolusu askeri malzeme göndermiş. PYD’nin artık resmen bir ordusu var ve Türkiye “girerim, dağıtırım” diyor. Belki de Türkiye’yi tuzağa çekiyorlar. Amerika, Türkiye’nin ne yapabileceğini tahmin etmeden mi bunu yaptı? Herkesin gözü önünde ve kameralar önünde üzerinde zırhlı araçlar, uçaksavarlar vs. ile tırları arka arkaya girdiriyor. Bu, Türkiye’yi tahrik etmek ve açıkça “Seninle zaten dostluğu bitirdik. Ben artık PKK’yı ya da PYD’yi istediğim gibi desteklerim” demek değil midir?

Türkiye şimdi, “Ben oraya şöyle böyle yaparım” diyor. Yapar ya da yapmaz bilmiyorum ama yaparsa çok büyük bir mukavemet ile karşılaşacağını zannediyorum. Savaşta en büyük öneme sahip noktalardan birisi istihbarattır. Amerika, Türkiye’yi orada bataklığa sokmak isterse bunun için insansız hava araçlarıyla ve başka yollarla her türlü istihbaratı verecektir.

ALLAH GÖSTERMESİN ORDUMUZ ORADA ÇOK ZAYİAT VEREBİLİR

Girmesi var bir de çıkması var. Girersin ama çıkamazsın. Koskoca Amerika Irak’a, Rusya, Afganistan’a girdi ama yıllarca çıkamadı. Girmek kolay, çıkmak zor. Bunu bütün askeri uzmanlar da siyaset ehli insanlar da bilir. Girmek kolay da komşuyla düşman olduktan sonra o iş nasıl devam edecek? Sonrasında her gün sana oradan saldırı yapılmayacak mı? Askerlerine orada saldırı olmayacak mı? Türk ordusu orada büyük zayiat verebilir. Burada şehir içinde bile askere ve polise ne kadar zayiat verdirdiler. Hatırlarsanız, iki sene önce Diyarbakır’da, Mardin’de, Nusaybin’de, Cizre’de birkaç yerde verilen zayiatın rakamları söylenmiyor. 7 Haziran 2015 seçimlerini kaybettikten sonra 2016 Haziran’ına kadar bir yıl içindeki başlattıkları olaylarda, 532 asker, polis, korucu ve yüzlerce sivil hayatını kaybetmişti. Ondan sonraki 1,5 yılın bilgisini vermiyorlar. Kırpık kırpık bilgiler var, zayiat çok fazla herhalde ki tepki olmasın diye söylenmiyor.

Sen kendi topraklarında, şehrinde etrafını çeviriyorsun, buradakilerin öyle ağır silahlarının olmamasına rağmen yüzlerce askerini kaybediyorsun. Amerika şimdi onlara 4.900 tır silah verdiyse, Allah göstermesin artık orada kaç bin askerimizi kaybederiz, bilmiyorum. Amerika göz göre göre silah gönderiyor, sanki orada Türkiye’yi bataklığa çekiyor gibi… Bu iş bir tuzak olabilir.

Suriye, Türkiye’nin yanlışları yüzünden bu hale geldi. Eğer orada bir Kürdistan istemiyor ve bunun için savaşı bile göze alıyorsanız Suriye’nin bu hale gelmesine neden sebep oldunuz? Beşşar Esed orada üç günde devrilecek yerine başka bir sistem gelecekti, öyle kolay mı bu işler? Bir sürü örgüt var, hepsi hazır bekliyor. Amerika planlarını sana söyler mi? Siz bu yanlışı en başta yaptınız. Eğer bir tane asker ölse bunun sorumlusu hükümettir.

Suriye’yi bu hale getirenler, Irak’ın da bu hale getirilmesinde Amerika’ya yardım edenler de bunlardır. Yıllardan beri bunu yapıp, Irak’a ve Suriye’ye bu zararı verdiler şimdi sıra Türkiye’ye geldi. PYD’nin oraya hâkim olmasına siz sebep oldunuz. Madem istemiyordunuz o zaman bu kargaşaya sebep olmasaydınız. 
Velhasıl Türkiye’de günü birlik bir siyaset uygulanıyor. Karar verecekti, ya en başta Irak’ta Suriye’de, Kürdistan’a razı olacaktı ya da razı değilse bu bölgeleri karıştırmayacaktı. Karıştığı anda Amerika buralarda istediğini yapar, Kürdistan’ı kurar. Ya buna razı olacaktın ya da Amerika’ya daha en başta yardım etmeyecektiniz.

Alparslan Kuytul Hocaefendi, Afrin operasyonunun 7. Gününde, 26 Ocak Cuma günü, operasyonla ilgili şu açıklamalarda bulundu:

KUR’AN HAKEM OLMALI; IRK DEĞİL İNANÇ DEVLETİ ANLAYIŞI OLMALI

Bu konuda asıl söylemek istediğim; Müslümanlar Türküyle-Kürdüyle parçalanmaya karşı olmalılar. Kâfir zaten bizi 50-60 parçaya bölmüş. Bir daha bölünmeyi istememeliyiz. Türkler Türk devleti isterse Kürtler Kürt devleti, Araplar da Arap devleti isteyecektir. Bu durumda birleşme gerçekleşmeyecektir. Bütün ırklar, ırk devleti anlayışını bırakmalıdır. Tekrar bölünmemek için herkes Kur’an’ı hakem yapmalı ve İslam Medeniyetini arzulamalıdır. Kur’an’ı hakem yapalım, Kur’an hangi ırka ne kadar hak veriyorsa; Kürdüyle, Türküyle, Arabıyla herkes o haklara razı olsun ve asla bölünmeyelim! Bölündüğümüz zaman hepimiz kaybedeceğiz. Bu nedenle hiçbir Müslüman ulus-ırk devleti taraftarı olmamalı her Müslümanda daima inanç devleti anlayışı olmalıdır. Irkımızı değiştiremeyiz ama hepimiz Müslümanız bunda ittifak edebilir, geçmişte olduğu gibi İslam Medeniyetinde kardeşçe yaşayabiliriz.

Şu da sorulması gerekir ki Arap devletine razı olan Türkiye, Kürt devletine neden razı değildir? Çünkü Türkiye’de fazlasıyla Kürt halkı yaşamaktadır ve bu nüfusun 15-20 milyon olduğu söylenmektedir. Kürdistan anlayışına sahip olanlar, Türkiye’de böyle bir devlet kurmak isteyebilirler. Yetkililerde ‘Türkiye bölünür’ korkusu var. Bunu anlıyorum, bu gereksiz bir korku değildir. Suriye’de bir Kürt devleti kurulursa buradaki Kürtler de onlarla birleşmeye kalkar ve Türkiye bölünür hatta Türkiye’de de bir Kürdistan devleti istenir korkusu var. ‘Hududumuzda Kürt Devleti istemiyoruz’ deniliyor peki Arap devletine neden razı olunuyor?

Türkiye’de kaç milyon Arap var ama zannedersem yetkililer şöyle düşünüyorlar; evet Türkiye’de Araplar var ama 1. Arapların sayısı Kürtler kadar çok değil, 2.Araplar Kürtler gibi ayrı bir devlet istemiyorlar. PKK gibi bir Arap hareketi yok. Evet, öyle bir şey yok ama hadi düşmanlarınız onu da başlatırsa ne yapacaksınız? Yani PKK’yı başlatan güçler bir de Arap hareketi başlatırlarsa ne yapacaksınız? O zaman Suriye’de, Irak’ta Arap devleti olmasın mı diyeceksiniz? Bu mümkün değil ve çözüm de değil. Bundan dolayı bu işin çözümü ancak İslam Medeniyeti’dir.

Osmanlı’da olduğu gibi hep birlikte kardeşçe ‘İslam Medeniyeti’ diyeceğiz; Kürt, Arap yahut Türk Devleti demeyeceğiz. Kur’an-ı Kerim: “Allah’ın ipine hep beraber sımsıkı sarılın ve ayrılmayın” buyuruyor. Bu, İslam Medeniyetinde beraber olun demektir. Birisi Türk, öbürü de Kürt devleti derse ayrılma olur, Allah ise ‘ayrılmayın’ buyurmaktadır.

BEN AFRİN OPERASYONUNDAN DEĞİL KALICI ÇÖZÜMDEN BAHSEDİYORUM

Allah’ı sevmeyenler, Allah’a dönmedikleri müddetçe istedikleri kadar operasyon yapsınlar bu meseleyi halledemezler. Allah’ı sevmiyorlar, Allah’ın kitabına göre bir sistem meydana getirmiyorlar, ‘güçlüyüz başkalarını ezebiliriz’ diyorlar. Bir yere kadar ezersin ondan sonra ise gücün yavaş yavaş kaybolur, sürekli kan kaybedersin. Bakın Türkiye yıllardan beri kan kaybediyor. Bu meselelerden dolayı insanımızı, paramızı, huzurumuzu, çok şeyimizi kaybettik. Güvenliğimizi de kaybettik, kimse emniyet içinde değil özellikle de doğu insanı şehrinde her an bomba patlayacak gibi tedirgin yaşıyor. Her türlü zarardayız. Tekrar ediyorum; bütün sorunların çaresi İslam Medeniyetidir. Eğer size saldırı, terör varsa, elbette kendinizi korursunuz bu hakkınızdır. Ben bundan bahsetmiyorum, kırpıcı alçaklar sözümü çarpıtmasınlar. Ben kalıcı çözümden bahsediyorum. Eğer bu topraklarda kardeşlik, birlik- beraberlik olsun isteniyorsa tek çimento İslam’dır. Ondan başka da çimentomuz yoktur.

Paylaş:  
Alparslan Kuytul Hocaefendi
Alparslan Kuytul Hocaefendi
Alparslan Kuytul Hocaefendi 1965 yılında Adana’da dünyaya geldi Ailesi ve çevresinden aldığı dini eğitim ve terbiye ile İslam’ı seven bir çocuk olarak yetişti Henüz ortaokul tahsili esnasında dinini öğrenme ve anlatma gayreti içerisindeydi Lise yıllarına geldiğinde milletinin içerisinde bulunduğu durumu onu daha çok çalışmaya ve İslam’ı tebliğ etmeye yöneltti Yaptığı ...
Yazar Sayfasına Git