Erdoğan: Bir tarafta açlık ve yoksulluk, diğer tarafta lüks ve şatafat…

Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen 11. Büyükelçiler Konferansı’nda konuşan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir tarafta açlık ve yoksulluk varken, diğer tarafta lüks ve şatafat varsa burada bir sorun var demektir” ifadelerini kullandı.

Erdoğan: Bir tarafta açlık ve yoksulluk, diğer tarafta lüks ve şatafat…
06 Ağu 2019 17:44:25

‘Fırat’ın doğusu’ için “İnşallah çok yakında farklı bir aşamaya geçeceğiz” ifadelerini kullanan Erdoğan, ABD’nin “Suriye’nin kuzeyine yapılacak tek taraflı herhangi bir operasyon kabul edilemez” açıklamasına da cevap verdi. Erdoğan “NATO müttefikimiz ve stratejik ortağımız ABD’den de bu çerçevede gerçek bir müttefike yaraşır adımlar atmasını bekliyoruz. Türkiye müttefikleri olmadan milli bekasına yönelik her türlü tehdidi bertaraf etme hakkına sahiptir” dedi.

‘VİCDANI OLMAYANIN NE AHLAKI NE KUTSALI NE DE TUTARLILIĞI OLUR’

Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Vicdanı olmayanın ne ahlakı ne kutsalı ne de tutarlılığı olur.

Hadiselere vicdan penceresinden bakmamız gerekiyor.  Gazi Mustafa Kemal’in yurtta sulh cihanda sulh arzusu ancak girişimci, aktif bir vizyonla gerçeğe dönüşebilir. Barış savaştan çok daha fazla çaba ister. Biz kolayın değil zorun tarafındayız.

Devletlerin de zamanın ruhunu iyi okuması politikalarını da buna göre belirlemesi gerekmektedir.

Küresel güvenlik ve istikrarı sağlamakla görevli müesseseler beklentileri karşılayamıyor. Bugün bir yanda yapay zekayı, ekonomik büyümeyi konuşurken diğer yanda 2 milyar insanın yoksulluk ile yaşıyor. Dünyanın en zengin 60 kişisinin mal varlığını 3,6 milyar insana denk ise burada bir sorun var demektir.

‘1 MİLYARA YAKIN İNSAN AÇ, BİR TARAFTA ŞATAFAT VARSA BURADA BİR SORUN VAR’

1 milyara yakın insan aç olarak yatağa girerse bir tarafta şatafat varsa burada bir sorun var demektir. Terör örgütlerine çifte standart yaygınlaşıyorsa BM’de eli kanlı katilleri meşrulaştırmak özel bir çaba gerektiriyorsa burada arızalı bir durum var demektir.

İnsana sadece insan olduğu için değer vermeyen bir anlayışın huzuru sağlaması söz konusu olamaz. Hiç kimse başkasından bana ne deme lüksüne sahip değildir.

Son dönemde Suriye’de yaşananlar sahada olmayan masada olamaz gerçeğini bir kez daha göstermiştir.  Milli menfaatlerimizi mutlaka savunacağız. Bugün 243 dış temsilcilikle dünyanın en büyük 5 diplomatik ve konsolosluk ağına sahibiz.

Asırlarca sari diplomasi geleneğimiz dış politikamıza kılavuzluk etmeyi sürdürecektir. NATO’ya bakışımızın esasını güvenliğin bölünmezliği, adil risk ve külfet paylaşımı teşkile diyor.

ABD’den de bu çerçevede gerçek bir müttefike yaraşır adımlar atmasını bekliyoruz. Biz üzerimize düşeni fazlasıyla yaptık. Türkiye müttefikleriyle veya milli bekasına yönelik her türlü tehdidi bertaraf etmeye hazırdır. Güney sınırımızda adeta kanser hücresi gibi büyüyen bu yapı ortadan kalkmadıkça Türkiye kendini emniyette hissedemez

S-400’lerin ve F35’lere zarar vereceğime dair hiçbir somut veri yoktur. Kimse kimseyi aldatmasın. Nitekim daha önce bir çok ülke Ruslardan benzer savunma sistemleri almıştır. Sesleri çıkmadı. Türkiye için kriz hâline dönüştürülmesini iyi niyetli görmüyoruz.

S-400’ler meselesinde Türkiye güvenliği ile ilgili ticari bir tercihte bulunmuştur. Bu tercihe zorlayan da müttefiklerinin uzlaşmaz tavrıdır.

‘SURİYELİ SIĞINMACILARLA İLGİLİ VERİLEN SÖZLER TUTULMADI’

Suriyeli sığınmacılarla ilgili ülkemize verilen sözlerin yerine getirilmesine büyük önem veriyoruz. Şu an itibariyle verilmiş sözler yerine getirilmemiştir.  Rus doğalgazını Avrupa’ya taşıyacak Türk akım projesinde sona geldik.

Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla başlattığımız süreci inşallah çok yakında farklı bir aşamaya geçireceğiz.

Akkuyu nükleer santralinin inşası da planlandığı şekilde yürütülüyor. Soçi mutabakatıyla İbdlib’de büyük bir insani trajedinin önüne geçtik. Komşumuz Irak’ın barış ve huzuruna da büyük önem veriyoruz.

Irak’ın toprak bütünlüğüne de verdiğimiz önemi eylemlerimizle de açıkça ortaya koyduk. Türkmen kardeşlerimizin sıkıntılarını her seviyede dile getiriyoruz.

Musul ve Basra’daki başkonsolosluklarımızı yakında yeniden açacağız. Erbil konsolosluğumuzdaki Osman Köse’yi kalleş bir saldırıda şehit verdik. Şehidimizin kanını yerde bırakmadık. PKK denen çıban başını Irak topraklarından kopartıp atmakta kararlıyız. Kuzey Irak’ta yürütülen Pençe harekatı başarıyla ilerliyor.

İran’da yaptırımların işe yaramayacağına inanıyoruz. Filistin meselesi bölgemizin kanayan yarası olmaya devam ediyor.

İsrail’in hukuk tanımayan işgal, yıkım politikasının yanı sıra bazı dış aktörlerin müdahaleleri de barış ortamını baltalıyor. Filistin meselesinde sonuna kadar adaleti savunmaya devam edeceğiz.

Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’de istikrar Türkiye ve KKTC’nin hak ve çıkarlarının gözetilmesiyle mümkündür. Ülkemizin ve Kıbrıslı Türklerin meşru haklarını koruyacağız.  Keşmir’de yaşanan kaygı verici hadiseleri yakından takip ediyoruz. Balkanlarda istikrarı kararlılıkla desteklemeye devam edeceğiz. Bu yıl içinde Yeni Zelanda’da ve Srilanka’da yaşanan saldırılar terör ve radikalizmin ulaştığı seviyeyi gözler önüne serdi.

Mursi’nin mahkeme salonunda 25 dakika kıvranarak ölmesine seyirci olan bir dünya bizim dünyamız olamaz. Kaşıkçı cinayetinin sorumluları adalete hesap vermeden mahşeri vicdan rahatlamayacaktır. Biz ilkeli duruyoruz. Haktan yana tavır alıyoruz.  Son 17 yılda diplomatlarımızın özverili çalışmaları ülkemizin önünde yeni ufuklar açtı. İhracatımız cumhuriyet tarihimizin en yüksek miktarlarına ulaştı.



0 Yorum

Yorum Yaz