Siyonist İsrail 5 bin Filistinliyi zindanlarda tutuyor

Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ) bağlı Filistin Ulusal Konseyi'nin 1974'te 17 Nisan'ı "Filistin Esirler Günü" olarak ilan etmesinin ardından Filistinliler 46 yıldır olduğu gibi bugün de dünya kamuoyunun gündemine getirmeye çalışıyor.

SİYONİST İSRAİL ZİNDANLARINDA 5 BİN FİLİSTİNLİ HÂLÂ MAHKUM!
Ramazan ayı demeden her gün Filistinli Müslümanlara yönelik baskı ve şiddetini arttıran Siyonist İsrail yönetimi yaklaşık 5 bin Filistinliyi hapishanede tutuyor. Filistin Esirler Cemiyeti verilerine göre, İsrail 1967'den bu yana yaklaşık 1 milyon Filistinliyi tutukladı. 

Siyonist İsrail hapishanelerinde müebbet hapis cezasına çarptırılan 543 Filistinli bulunuyor. Bu mahkumların dışında Ofer, Mecdu ve Ed-Damun hapishanelerinde 130 Filistinli çocuk tutuklu  ailelerine kavuşmak için gün sayıyor.

Siyonist İsrail'de toplam 23 hapishane, gözaltı ve soruşturma merkezinde 4 bin 500'ü aşkın Filistinli bulunuyor. 550'ye yakın mahkum farklı derecelerde hastalıklardan mustarip durumda. En az 10 mahkum kanser ile hapishane şartlarında mücadele ediyor.  
Siyonist İsrail'in hapishanelerinde yapılan işkence sonucu 73, tıbbi ihmal nedeniyle 71 Filistinli dahil olmak üzere toplam 226 Filistinli hapishanelerde şehit düştü.

FİLİSTİNLİ MAHKUMLAR RAMAZAN AYINDA AİLELERİNDEN UZAKTA
"Filistin Esirler Günü"nde birçok aile, Siyonist İsrail zindanlarında bulunan akrabalarını yokluklarını daha çok hissediyor. Hapishanede bulunan eşlerine, çocuklarına veya kardeşlerine hasret kalan aileler Ramazan ayında uzak kalmanın burukluğunu daha fazla yaşıyor.

Filistinli Muhammed Nasır Siyonist İsrail güçlerinin çeşitli bahaneleri nedeniyle defalarca tutuklandı.  Tutuklamalar nedeniyle eğitimini bitiremeyen Muhammed Nasır bir yıl önce yeniden tutuklandı.

Siyonist İsrail'in zindanlarında tutuklu bulunan Muhammed Nasır'ın kız kardeşi, "Ramazan ayına girdik ve kardeşim hala hapiste! O suçsuz ama yine de hapiste ve bizden uzakta" dedi. 

Muhammed Nasır'ın arkadaşı ve kendisi gibi Siyonist İsrail zindanlarında bulunan Shatha Majid Hassan, "Gözaltı boyunca en kötü hakaretlere maruz kaldık ve güneşin hiç girmediği bir odada oturuyorduk. Birçok arkadaşımız güneşi yeniden görebilmeyi arzuluyordu" ifadelerini kullandı.