Yeniden görülen Cumhuriyet davasında 'direnme' kararı

Eski Cumhuriyet gazetesi yazar ve yöneticilerin yargılandığı yeni davada mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı mahkemenin verdiği hapis cezalarına ilişkin kararında direnmesini istedi.

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmada, sanıklar Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Akın Atalay'ın da aralarında bulunduğu 13 sanık ile avukatları katıldı.

YARGITAY KARARINA UYULMAMASINI TALEP ETTİ

Yargıtay bozma ilamının duruşmada okunmasının ardından görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, mahkemenin verdiği hapis cezalarına ilişkin kararında direnmesini ve Yargıtay'ın kararına uyulmamasını talep etti.

Savcının mütalaasının ardından sanık ve avukatlara da Yargıtay'ın kararına ilişkin görüşleri soruldu. Duruşmada, sanık ve avukatlarının bu konudaki beyanları alındı. Mahkeme Heyeti Başkanı, dosyayı karara bağlayacağını belirterek son sözlerini sordu. Sanık ve avukatlar ise bu konuda itirazda bulundu.

SAVCI İSTEDİ, MAHKEME DİRENDİ

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin bozma kararının ardından yapılan ilk duruşmada, Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaası ve sanıkların savunmalarının alınmasının ardından kararını açıkladı. 

Mahkeme heyeti, 12 sanıkla daha önce ilgili verdiği mahkumiyet kararında direndi.

KADRİ GÜRSEL BERAAT ETTİ

Mahkeme ilk kararında, 'terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme' suçundan Akın Atalay'ı 7 yıl 13 ay 15 gün, Mehmet Orhan Erinç'i 6 yıl 3 ay, Mehmet Murat Sabuncu ve Ahmet Şık'ı 7 yıl altışar ay, Bülent Utku'yu 4 yıl 6 ay, Aydın Engin'i 7 yıl 6 ay, Hikmet Aslan Çetinkaya'yı 6 yıl 3 ay, Güray Tekin Öz, Hacı Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör ile Önder Çelik'i 3 yıl dokuzar ay ve Yusuf Emre İper'i 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına mahkum etmişti.

Mahkeme, 'terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme' suçundan 2 yıl 6 ay hapisle cezalandırılan Kadri Gürsel'in hükmünün Yargıtay'ın bozma ilamı doğrultusunda kaldırılmasına ve beraatine hükmetti.

SANIKLAR MÜTALAYA İTİRAZ ETTİ

Yargıtay ilamı ve savcılık mütalaasına karşı diyecekleri sorulan sanıklar, sırasıyla söz alarak beyanda bulundu. Sanıklar, Yargıtay ilamına uyulmasını talep ederken, savcılık mütalaasına itiraz etti.

Sanık Ahmet Şık, "bu davanın Cumhuriyet davası değil, Cumhuriyet komplosu" olduğunu öne sürerek, "Komplo için herhangi bir açıklamaya gerek yok. Tek bir suç vardır, o da buradaki sanıkların işlemediği, siyasal iktidar, tetikçisi olan yargı ve medyanın işlediği suçtur. Savcı da bu suç ve komploya devam etmek istediğini söyledi. Sizin bu komploya katılıp katılmayacağınızı bu vereceğiniz karar belirleyecek." diye konuştu.

"HUKUKÇU OLDUĞUNU UNUTTUN GALİBA"

Aydın Engin, iddianamenin kabul edilmesinin ayıp olduğunu, mütalaa veren savcının da iddianameye sahip çıktığını ifade ederek "Hukukçu olduğunu unuttu galiba. Kendisi hukuk başlangıcı ve hukuk felsefesi derslerinde pencereden dışarı bakmış." ifadesini kullandı. 

Bu arada duruşmanın resmini yapan bir kişi, karikatür çizmenin yasak olduğu gerekçesiyle uyarılırken, elindeki malzeme güvenlik görevlilerince alınmak istendi. CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, ressamın yanına gelerek malzemelerini aldı.

MAHKEME HEYETİ KARARINI SÜRDÜRDÜ

Mahkeme heyetinin, karar verileceği için sanıklara son sözlerinin sorulacağı yönündeki kararına, avukatlar itiraz etti. Avukatlar, öncelikle Yargıtay bozma ilamıyla ilgili uyma ya da direnme kararı verilmesi gerektiği, daha sonra son sözlerin sorulabileceği yönünde itirazda bulundu. Bu itirazlar mahkemeye heyetince verilen kısa kararla reddedildi. Mahkeme, avukatlardan Ergin Cinmen'in, ihsas-i rey (görüş açıklama) gerekçesiyle reddihakim talebini reddetti. 

Heyet daha sonra sanıklara son sözlerini sordu ve verilen aranın ardından kararını açıkladı. Mahkeme, 12 sanıkla ilgili daha önce verdiği mahkumiyet kararlarında direnildiğini, sanık Kadri Gürsel'e verilen hapis cezasının bozulması kararına ise uyulduğunu açıkladı.

NE OLMUŞTU?

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesince 25 Nisan 2018 tarihinde yapılan duruşmada, Akın Atalay'ın "terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme" suçundan 7 yıl 13 ay 15 gün hapis, Mehmet Orhan Erinç'i de aynı suçtan 6 yıl 3 ay hapis, Mehmet Murat Sabuncu ve muhabir Ahmet Şık'ın da 7 yıl altışar ay hapisle cezalandırılmasına hükmetmişti.

Heyet, aynı suçtan sanıklar Bülent Utku'nun 4 yıl 6 ay, Kadri Gürsel'in 2 yıl 6 ay, Aydın Engin'in 7 yıl 6 ay, Hikmet Aslan Çetinkaya'nın 6 yıl 3 ay, Güray Tekin Öz, Hacı Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör ile Önder Çelik'in 3 yıl dokuzar ay, Yusuf Emre İper'in 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmasına karar vermişti.

Ahmet Kemal Aydoğdu'yu 'terör örgütüne üye olma' suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptıran heyet, sanıklar Bülent Yener, Günseli Özaltay ve Turhan Günay'ın tüm suçlardan beraatlerini karara bağlamıştı.

Mahkeme, firari sanıklar gazetenin eski genel yayın yönetmeni Can Dündar ile İlhan Tanır'ın dosyasının ayrılmasına karar vermişti.

Dosyası ayrılanlar haricindeki 18 sanık hakkındaki dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, 19 Şubat'ta 2019'da verdiği kararla 18 sanık hakkında, yerel mahkemece verilen hapis cezaları ile beraat hükümlerini usul ve yasaya uygun bulmuştu.

'Silahlı terör örgütüne yardım etme' suçundan aldıkları hapis cezaları 5 yılın üzerinde olan Akın Atalay, Ahmet Şık, Murat Sabuncu, Aydın Engin, Orhan Erinç ve Hikmet Çetinkaya'nın temyiz süreci Yargıtay'da devam ederken aynı suçtan 5 yılın altında hapis cezası alan sanıklar Bülent Utku, Kadri Gürsel, Güray Tekin Öz, Hacı Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör, Önder Çelik ve Yusuf Emre İper'in cezaları ise onanmıştı.

Haklarında verilen hapis cezaları, onama kararı sonrası kesinleşen ve cezaları 5 yılın altında olan sanıklar Bülent Utku, Güray Tekin Öz, Hacı Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör, Önder Çelik ve Yusuf Emre İper hakkında, kalan infazın tamamlamaları için yakalama kararı çıkarılmıştı.

Dosyası Yargıtay'a giden sanıklar hakkında da Yargıtay 16. Ceza Dairesince 18 Eylül 2019 tarihinde karar verilmişti. Kararın gerekçesinde, sanıklar, Akın Atalay, Mehmet Murat Sabuncu, Mehmet Orhan Erinç, Aydın Engin ve Hikmet Aslan Çetinkaya hakkında, yerel mahkemece, silahlı terör örgütüne yardım etmek amacıyla doğrudan kastla hareket ettiklerine dair somut delile dayanmadan mahkumiyet hükmü kurulamayacağı gözetilmeksizin, delillerin değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu mahkumiyet hükmü kurulmasının kanuna aykırı olduğu belirtilmişti.