Semra Kuytul bir söyleşide kendisine yöneltilen, ‘açık görüşe hocamızın oldukça hasta ve yaşlı olan annesini götüreceğinizi paylaştınız. Bu konu hakkında bilgi verir misiniz?’ sorusuna verdiği cevapta, bunu gerçekten zor olacağını ancak Hocaefendi’nin bu haklı talebini gerçekleştireceğini söylemiş ayrıca meselenin yaşlı bir kadının bir ilden başka bir ile taşımaktan ziyade bir anne ve oğlu belki de son kez görüştürme çabası olduğunu ifade etmişti.
Semra Kuytul’un açıklaması şu şekilde;
BU HOCAEFENDİ’NİN ÖZEL TALEBİ
Üç ay geçti şimdiye kadar böyle bir şey istemedi. Bunu özel olarak benden istedi bende, ne yapıp edip annesini ona götüreceğime dair Allah’ın izniyle söz verdim. Hocaefendi annesinin durumunu bilmiyor değil. Siz evde bir kişiyle zor yürüyor diyorsunuz, hayır öyle değil üç kişiyle zor yürüyor vaziyette şu anda. Aslında buna yürüyemiyor denir. Vaktini daha çok yatakta geçiyor. Yaşı doksana dayandı, şu son üç ayda bile çok daha düşkünleşti. Aynı zamanda Alzheimer hastası, ne yaptığımızı nereye gittiğini algılamakta çok zorlanıyor. Bazen başka bir yatağa geçirirken bile çok zorlanıyoruz, geçmek istemiyor. Bir yere gideceğimiz zaman ‘hayır ben gitmem’ diye inatlaşabiliyor. Alzheimer hastası olduğu için şu anda olayları tam idrak edebilme durumunda da değil.
ELBETTE Kİ BU BİZİM İÇİN ÇOK ZOR OLACAK. AMA BEN OLAYA ÇOK FARKLI BOYUTTAN BAKIYORUM.
Mesele yaşlı bir insanı Adana’dan Bolu’ya götürme meselesinden çok daha öte bir mesele. Belki de annesini son kez görmesini sağlama. Çünkü biz her ana ne olacağını bilmez bir vaziyette yaşıyoruz. Annesini görmeden bir şey olmasın diye her gün dua ediyoruz. Normal bir yaşlıyı bir yerden bir yere taşıma olayı değil, her an ne olacağı belli olmayan bir anne ile oğlunu kavuşturma çabası. Bu da bizim vazifemiz. Sonra iş işten geçmiş olacak. Öyle bir şey olacak olursa çok acı bir şey ortaya çıkacak. Rabbim korusun. Yani hocamız çıkıncaya kadar Rabbim hayırlı uzun ömürler versin.
DÖNDÜĞÜNDE ANNESİNİ BULAMAYACAĞINI DÜŞÜNMEK ONU ÇOK YIPRATIYOR
Hocaefendi duygularını çok yansıtan biri değil. Şimdiye kadar annesiyle bağının bu kadar kuvvetli olduğunun bende farkında değildim. Çünkü böyle şeyleri çok söylemez. Ama her eve geldiğinde odasının kapısını açardı, nasıl iyi mi, gününü nasıl geçirdi derdi. Gündüz bir rahatsızlığı var mıydı diye sorardı. Hizmetteki koşuşturmalardan biraz ihmal edecek olsak, annemi bu günlerde çok ihmal ediyoruz, biraz gezdirsek, yanında oturup sohbet etsek’ diyerek onu düşünürdü. Bu şekilde duygularını belli ederdi ama şu anda durum çok farklı. Döndüğünde annesini bulamayacağını düşünmek onu çok yıpratıyor. Yani gerçekten çok duygusal bir süreç geçiriyor. Çıktığımda dünya gözüyle bir daha göremeyeceğim düşüncesi çok ağır basıyor. O yüzden bu haklı talebini canımızı dişimize takıp gerçekleştireceğiz. Çok zor olacak ama imkanları sonuna kadar zorlayacağız. Kayınvalideme de sıkıntı vermeden en rahat şekilde götürmeye çalışacağız. Cezaevi yönetimiyle de görüştüm. Oradan da yardımcı olacaklarını söylediler. İçeride kendi tekerlekli sandalyeleri vs olduğunu söylediler.