Prof. Dr. İbrahim Arif Koytak, günlük yaşamın vazgeçilmezi haline gelen dijital ekranların göz sağlığı üzerinde ciddi etkiler yarattığını belirterek, “Gözlerimizi her gün hiç fark etmeden yoruyoruz” dedi.
En sık görülen problemin göz kuruluğu olduğunu aktaran Koytak, bu sendromun yalnızca kurulukla sınırlı kalmadığını; gözlerde yanma, batma, kaşıntı, kızarıklık, bulanık görme, baş ağrısı ve hatta uyku hali gibi şikayetlerin de tabloya eklendiğini ifade etti.
Neden oluyor?
Uzun süre ekrana odaklanıldığında göz kırpma sayısının normale göre üçte bire düştüğünü kaydeden Koytak, bunun gözyaşının dengeli dağılmasını engelleyerek kuruluk ve yorgunluğa sebep olduğunu söyledi. Ayrıca, ekranlardan yayılan değişken ışığın göz kaslarını zorladığını ve kasların gün içinde sürekli çalışmak zorunda kaldığını dile getirdi.
“İki saatten fazla ekrana bakanlarda bu belirtiler başlıyor. Ortalama ekran süresi ise artık 6-8 saati buluyor. Çalışan nüfusun yüzde 70-80’i bu sendromla karşı karşıya.” ifadelerini kullandı.
Kalıcı hasar bırakmıyor ama yaşam kalitesini düşürüyor
Prof. Dr. Koytak, göz yorgunluğu sendromunun kalıcı bir hasara yol açmadığını ancak iş verimini ve günlük yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürdüğünü vurguladı.
Göz sağlığını korumak için şu önerilerde bulundu:
-
Göz bozukluğu olanların ekrana gözlüksüz bakmaması.
-
Her yarım saatte en az 5 dakika, gözleri dinlendirecek mola verilmesi.
-
Yakın mesafeden uzaklaşıp en az 4 metre ilerideki bir nesneye bakarak kasların gevşetilmesi.
-
Göz kırpmayı unutmamak.
-
Ekran ile göz arasına en az 50-60 cm mesafe koymak ve ekranı göz hizasının biraz altına yerleştirmek.
-
Masaüstü ekran tercih etmek, dizüstü bilgisayarları uzun süre kullanmamak.
-
Gözlerin en büyük dinlenme fırsatını sağlayan uykudan taviz vermemek.