Kuruluşlar, GHF'nin "şeffaflık, tarafsızlık ve hesap verebilirlik" eksiklikleri nedeniyle endişelerini dile getirdi. GHF'nin yapısının belirsizliği ve kamuya açık operasyonel planların yokluğu, eleştirilerin temel nedenleri arasında yer aldı.
Yardım dağıtımında uygulanan yeni yöntem, Birleşmiş Milletler öncülüğündeki büyük yardım gruplarının dağıtımını ele geçirmeye çalıştığı için "radikal ve tehlikeli bir değişim" olarak nitelendirildi. GHF'nin "özel sektöre dayalı, militarize edilmiş yardım dağıtımı", yardım bekleyen nüfusa karşı dehumanizasyon ve zorla yerinden edilme gibi sonuçlar doğurduğu belirtildi.
Ayrıca, siyonist İsrail askerlerinin, açlık çeken sivilleri hedef alarak GHF yardım noktalarında gerçekleştirdiği öldürmelerin ardından, GHF'nin faaliyetleri daha da sorgulanır hale geldi. işgalci İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nde yardım bekleyen silahsız Filistinlileri, üstlerinin doğrudan emriyle kasten vurarak öldürdüklerini itiraf etti. Askerlerin ifadelerine göre, komutanlar, yardıma gelen silahsız Filistinlilere ateş açma talimatı vermekteydi. Bu durum, uluslararası insan hakları örgütleri tarafından kınanmakta ve savaş suçu olarak değerlendirilmekte.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Mayıs ayında 5,119 çocuğun akut malnütrisyon tedavisi için hastaneye kaldırıldığını bildirirken, bu durum açlığın savaş aracı olarak kullanıldığı iddialarını güçlendirmekte.
GHF'nin faaliyetleri ve İsrail'in askeri uygulamaları, uluslararası toplumda geniş yankı uyandırırken, insan hakları savunucuları, bu tür uygulamaların derhal durdurulması gerektiğini savunuyor.