Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara, dün akşam saatlerinde Suveyda'daki son gelişmeler ve İşgalci İsrail'in saldırıları hakkında bir açıklama yayınladı.
Şara'nın yaklaşık 7 dakikalık açıklaması Suriye Devlet Başkanlığı tarafından yayınlandı.
Suriye Devlet Başkanı Şara'nın açıklaması şu şekilde:
"Aziz vatanımızı sarsan olayların ortasında, sizlere hitap etmeyi ulusal bir görev olarak görüyorum. Bu, her zaman zorluklara meydan okuyan ve sarsılmaz ilkelerinden asla vazgeçmeyen bu halka yürekten bir mesajdır. Halkımız, Suriye'nin özgür ve gururlu kalabilmesi için en değerli şeylerini feda etmiştir. Onur ve haysiyet isteyenlerin ön saflarında yer alan halkımız, özgürlüğüne kavuşmak için ayaklandı. Zafer kazandılar ve büyük fedakarlıklarda bulundular.
Bu halk, tehdit altında olması halinde izzeti için savaşmaya hazırdır.
Sevgili Suriye halkı, bugün bu yeni meydan okumayla yüzleşirken, ülkemizin birliğini, halkımızın onurunu ve milletimizin kararlılığını korumayı amaçlayan bir savaşın ortasındayız. 'İsrail' denen varlık, eski rejimin yıkılmasından bu yana her zaman istikrarımızı hedef almış ve aramızda fitneler çıkarmaya çalışmıştır.
İsrail şimdi bir kez daha topraklarımızı sonsuz bir kaos arenasına dönüştürmeye çalışmaktadır. Bu yolla halkımızın birliğini parçalamaya, yeniden inşa ve ilerleme sürecinde ilerleme gücümüzü zayıflatmaya çalışmaktadır.
İsrail, çatışma ve anlaşmazlık tohumları ekmek için her türlü yöntemi kullanmaktan asla vazgeçmemektedir. Suriyelilerin uzun tarihleri boyunca her türlü ayrılık ve bölünmeyi reddettikleri gerçeğini görmezden gelmektedir. Büyük bir güce sahip olmak mutlaka zafere ulaşmak anlamına gelmez. Tıpkı belli bir sahada kazanılan zaferin başka bir sahada başarıyı garanti etmediği gibi. Bir savaşı başlatabilirsiniz ama sonuçlarını kontrol etmek kolay değildir.
Bizler bu toprakların evlatlarıyız ve İsrail varlığının bizi parçalamaya yönelik tüm girişimlerinin üstesinden gelebilecek güçteyiz. Çıkarılan fitneler kararlılığımızı sarsmamalıdır. Bizler, Suriye'nin evlatları, bizi kimin savaşa sürüklemeye çalıştığını ve kimin bizi bölmeye çalıştığını çok iyi biliyoruz. Topraklarımızda ateşlemek istedikleri bir savaşa halkımızı dahil etmelerine fırsat vermeyeceğiz. Bu, vatanımızı parçalamaktan ve çabalarımızı kaos ve yıkımla dağıtmaktan başka bir amacı olmayan bir savaştır. Suriye yabancı tuzaklar için bir test sahası değildir. Çocuklarımızın ve kadınlarımızın kanı pahasına başkalarının emellerinin gerçekleştirileceği bir yer de değildir.
Suriye devleti herkesin devletidir. Milletin onuru ve gururudur. Ülkelerinin yeniden inşa edildiğini görmek her Suriyelinin hayalidir. Bu devlet aracılığıyla, Suriye'nin itibarını yeniden tesis etmek ve onu güvenlik ve istikrar içinde yaşayan milletler arasında ön sıralara yerleştirmek için hepimiz bölünmeden birleşiyoruz. Yeni Suriye'nin inşası hepimizin devletimizin etrafında toplanmasını, ilkelerine bağlı kalmasını ve milletin çıkarlarını tüm bireysel ya da sınırlı düşüncelerin üzerinde tutmasını gerektirmektedir.
Bugün ihtiyacımız olan şey, hepimizin bu inşa sürecine ortak olması ve karşılaştığımız tüm zorlukların üstesinden gelmek için el ele çalışmasıdır. Birlik bizim silahımızdır, çok çalışmak yolumuzdur, güçlü irademiz ise bu müreffeh geleceği üzerine inşa edeceğimiz temeldir.
Bu milletin dokusunun ayrılmaz bir parçası olan Dürzi halkımıza da özel teşekkürlerimi sunuyorum. Suriye asla ve asla bölünme, parçalanma ya da halk arasında nifak tohumlarının ekildiği bir yer olmayacaktır. Haklarınızı ve özgürlüğünüzü korumanın önceliklerimizden biri olduğu konusunda sizi temin ediyorum. Sizi dışarıdan bir tarafa çekmeyi ya da saflarımızda bölünme yaratmayı amaçlayan her türlü çabayı reddediyoruz. Hepimiz bu toprakların ortaklarıyız. Hiçbir grubun Suriye'yi ve çeşitliliğini ifade eden bu güzel imajı bozmasına izin vermeyeceğiz.
Suriye devleti, tüm kurumları ve liderleriyle, Suveyda ve çevresindeki silahlı gruplar arasında Suveyda'da meydana gelen iç çatışmaları durdurmak için tam bir irade ve kararlılıkla müdahale etti. Eski anlaşmazlıkların bir sonucu olarak ve devletin durumu yatıştırmaya yardımcı olması yerine, kanun dışı gruplar ortaya çıktı. Bunlar kaosa, kargaşaya ve fitne çıkarmaya alışkındır. Bu çetelerin liderleri aylarca diyaloğu reddedenlerle aynı kişilerdir. Kendi dar kişisel çıkarlarını milletin çıkarlarının üstünde tuttular ve son günlerde sivillere karşı suçlar işlediler. Buna rağmen Savunma ve İçişleri Bakanlıkları, güvenliği sağlamak ve bölgedeki gerilimi sona erdirmek için yorulmak bilmeyen çabalarının bir parçası olarak Suveyda Vilayeti'nde geniş çaplı bir konuşlanma gerçekleştirdi. İsrail'in müdahalesine rağmen istikrarı yeniden sağlamayı ve yasa dışı grupları bölgeden uzaklaştırmayı başardılar.
Burada İsrail, bu çabaları baltalamak için sivil tesisleri ve hükümet tesislerini kapsamlı bir şekilde hedef aldı ve durumu önemli ölçüde karmaşıklaştırdı. Bölgeyi belirsizlikten kurtaran Amerikan, Arap ve Türk ara buluculuğunun etkili müdahalesi olmasaydı, meseleleri büyük ölçekli bir tırmanışa doğru itecekti.
Önümüzde iki seçenek vardı: Dürzi halkımız ve onların güvenliği pahasına İsrail varlığıyla açık bir savaşa girmek ve böylece Suriye'yi ve tüm bölgeyi istikrarsızlaştırmak. Yahut Dürzi ileri gelenlerinin ve şeyhlerinin makul hareket etmelerini sağlamak, öyle ki milli çıkarlara öncelik versinler, bölgenin onurlu insanlarının itibarını lekelemeye çalışanlara değil.
Bizler savaştan korkan insanlar değiliz, hayatımızı zorluklarla yüzleşerek ve halkımızı savunarak geçirdik. Ancak Suriye halkının çıkarlarını kaos ve yıkıma tercih ettik. Bu aşamada en uygun seçim, ülkemizin birliğini ve halkının güvenliğini korumak için en yüksek milli çıkarı temel alarak dikkatli bir karar vermekti. Suveyda'da güvenliği sağlama sorumluluğunu bazı yerel gruplara ve dini şeyhlere vermeye karar verdik. Bu kararın, ulusal birliğimiz açısından durumun ciddiyetinin farkında olmamızdan ve ülkenin yıkıcı savaştan kurtulma ve eski rejimin geride bıraktığı siyasi ve ekonomik zorlukları atlatma gibi büyük hedeflerinden uzaklaşmasına neden olabilecek yeni ve yaygın bir savaşa sürüklenmesini önlemekten kaynaklandığını vurguluyoruz.
Son olarak, Dürzi halkımıza karşı suç işleyen veya onları istismar edenlerden hesap sorma konusunda kararlıyız. Zira onlar devletin koruması ve sorumluluğu altında olup hukuk ve adalet istisnasız herkesin haklarını korumaktadır. Ülkenin birlik ve istikrarını, halkımızın güvenliğini korumanın ve ülkemizin kurtuluşundan sonra girdiğimiz ilerleme ve iyileşme yolunu rayından çıkarabilecek her türlü tehlikeden uzak bir şekilde çocuklarının geleceğini güvence altına almak için çalışmanın önemini vurguluyoruz."