ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Gazze barış planı, ateşkesin üzerinden on gün geçmesinin ardından, bölgenin geleceğini kökten değiştirecek yeni bir aşamaya giriyor. Beyaz Saray kaynaklarına göre, bir sonraki kritik adım, Hamas’ın yerini alacak bir geçici yönetim biçimi tesis etmek ve Gazze Şeridi’nin siyasi haritasını yeniden şekillendirmek olacak.
Geçici Yönetimde Teknokratlar ve Apolitik Yaklaşım
Trump’ın önerdiği planın temel direği, Hamas’ın yerine geçici bir teknokrat yönetim kurmak. Bu yeni yapı, partilerle herhangi bir bağlantısı olmayan Filistinli uzmanlardan ve bazı uluslararası temsilcilerden oluşacak.
Plan uyarınca, Gazze’nin geçici yönetimi, "teknokratik ve apolitik" bir Filistinli komite tarafından yürütülecek. Bu komitenin görevi, siyasetten uzak durarak bölge halkının belediye hizmetleri, sağlık, eğitim ve altyapı gibi en temel ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanmak olacak.
Barış Kurulu’nu Bizzat Donald Trump Yönetecek
Geçici yönetimin denetim ve uluslararası koordinasyon mekanizması, yeni kurulacak uluslararası geçiş organı "Barış Kurulu" (Board of Peace) tarafından sağlanacak.
Plana göre, bu uluslararası yapının başkanlığını doğrudan ABD Başkanı Donald Trump yürütecek. Kurulun diğer önemli üyeleri arasında eski İngiltere Başbakanı Sömürge Valisi Tony Blair gibi küresel çapta tanınan isimlerin yer alması bekleniyor. Barış Kurulu’nun temel misyonu, Gazze’deki geçiş sürecinin şeffaf ve uluslararası standartlara uygun biçimde yürütülmesini sağlamak olacağı ifade edildi.
Uzmanlardan Kritik Uyarılar: Halkın Rızası Belirsiz
Washington kaynakları, planın "hala birçok belirsizlik içerdiğini" ve uygulama sürecinde büyük diplomatik zorluklar yaşanabileceğini kabul ediyor. ABD’li yetkililer, planı bir "yol haritası" olarak tanımlasa da, Filistin halkının bu siyasi geçiş yönetimine nasıl yaklaşacağı en büyük belirsizlik olarak duruyor.
Uluslararası basına konuşan uzmanlar, Trump yönetimini kritik bir konuda uyarıyor: "Gazze’de yeni bir yönetim kurulsa bile, bölge halkının rızası olmadan kalıcı barışın mümkün olamayacağı" görüşünde birleşiliyor. Bu durum, teknokrat yönetiminin meşruiyetini ve başarısını tehlikeye atabilecek en büyük risk olarak gösteriliyor.