ABD’nin işgalci İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee, Gazze Şeridi’nde insani yardımların dağıtımıyla ilgili yeni bir uygulama planını kamuoyuna duyurdu. Buna göre, yardım dağıtımı artık özel güvenlik şirketleri tarafından gerçekleştirilecek. İşgalci İsrail ise sürece doğrudan dahil olmayacak, yalnızca “güvenlik koordinasyonu” rolüyle sınırlı kalacak.
ABD'nin bu kapsamda Gazze genelinde yaklaşık 400 dağıtım noktası kurmayı hedeflediği bildirildi. Ancak özel şirketlerin yardımları teslim ve koruma görevini üstlenecek olması, özellikle insan hakları grupları tarafından yoğun eleştirilerle karşılandı. Eleştirmenler, bu yöntemin yardımın tarafsızlığını tehlikeye atabileceğini ve sivillerin güvenliğini riske sokabileceğini ifade ediyor.
Hamas'tan Tepki ve ABD'den Çelişkili Açıklamalar
ABD Büyükelçisi Huckabee, işgalci İsrail’in, Hamas’ın insani yardımları "çaldığı" yönündeki iddialarına da yer verdi. Ancak ne ABD ne de Birleşmiş Milletler, bu suçlamaları doğrulayan herhangi bir somut kanıt sunmadı. Eski ABD Orta Doğu Temsilcisi David Satterfield da işgalci İsrail’in bu yönde herhangi bir delil sunamadığını belirtti. BM yetkilileri ise bölgede yaşanan yağmalamaların, örgütlerden ziyade açlıkla mücadele eden çaresiz siviller tarafından gerçekleştirildiğine dikkat çekti.
İsrailli Yerleşimciler Yardım Konvoylarını Yağmalıyor
Gazze’den gelen yerel kaynaklar ve tanıklar, işgalci İsrail destekli silahlı grupların yardım konvoylarını sık sık yağmaladığını aktarıyor. Bu süreçte işgalci İsrail güçlerinin, yardımları korumaya çalışan Filistinli güvenlik mensuplarına dahi saldırılar düzenlediği ve bazılarını öldürdüğü bildiriliyor.
Kıtlık Derinleşiyor: 2 Milyon Kişi Açlıkla Karşı Karşıya
işgalci İsrail’in 2 Mart’tan bu yana Gazze’ye uyguladığı tam abluka nedeniyle bölgeye gıda, yakıt ve temel ihtiyaç maddeleri girişi tamamen durmuş durumda. Uluslararası yardım kuruluşları, Gazze’de 2 milyondan fazla insanın açlıkla karşı karşıya olduğunu ve kıtlığın hızla yayıldığını bildiriyor.
İnsan hakları savunucuları, bu yeni dağıtım planının, Gazze’deki insani kriz karşısında çözüm değil, sorunun kendisi olan İsrail ablukasını meşrulaştırma aracı haline gelebileceğini belirtiyor.