Alparslan Kuytul Hoca, “PKK’yı Destekledi” İftirasına Karşı Yazılı Açıklama Yayınladı

Alparslan Kuytul Hoca, Gazze konusunda yaptığı açıklamaların ardından sosyal medyada kendisine yöneltilen "PKK'yı silah bırakmamaya teşvik etti" iftiralarına yazılı bir açıklamayla yanıt verdi: “Bu siyasi bir analizdi; kardeşlik ve barışın taraftarı olduğum yıllardır ortadadır.”

Eklenme Tarihi: 03 Ağu 2025
4 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 03 Ağu 2025
Alparslan Kuytul Hoca, “PKK’yı Destekledi” İftirasına Karşı Yazılı Açıklama Yayınladı

Alparslan Kuytul Hocanın Açıklmasının Tamamı:

KAMUOYUNA AÇIKLAMA

Yıllardan beri beni iftira, hapis ve çeşitli zulümlerle susturmaya çalışan derin ve namert düşmanlarımın son günlerde yeni bir operasyona başladıklarını ve alçakça iftiralarla beni “terörün devam etmesini isteyen ve PKK’nın silah bırakmasına karşı olan biri” gibi göstermeye çalıştıklarını görüyorum. Bu derin müfteriler bununla da kalmayarak daha önce mahkemede beraat ettiğim eski konuşmalarımı ısıtıp eski iftiralarını tekrarlamaktadırlar.

Furkan Hareketi’nin büyümesini engellemek ve sevenlerini azaltmak için sürekli hata arayan, bulamayınca da ne yapacaklarını şaşıran ve iftira atmaktan başka çare bulamayan bu derin ve maaşlı güçler, daha önce yaptıkları gibi konuşmalarımı kırparak manasını bozma yoluna başvurmaktadırlar. Konuşmalarımı takip eden herkes çok iyi bilir ki ben, Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’a PKK’nın silah bırakması çağrısı yaptığı ilk andan itibaren silahların susması ve kardeşliğin gerçekleşmesi için bu çağrıyı desteklediğimi açıklamıştım. Daha sonra da kaç defa aynı doğrultuda açıklama yaptım. Çarpıtılan konuşmada ise kastettiğim şey; “Bu örgüt yıllarca davaları uğrunda ölmüş- öldürmüş bir örgüttür. Sadece ‘barış süreci ve terörsüz Türkiye’ dediniz diye davalarını bırakmazlar. Bunlar istediklerinden hiç olmazsa bir kısmını almadan silah bırakmayacaklar ve mutlaka pazarlık yapacaklardır” diyerek onların bakış açılarını ortaya koydum. Bu bir siyasi analizdir. Bazıları buna katılmayıp pazarlıksız barış hayallerine kapılabilirler. Ancak konuşmamı çarpıtıp “PKK’nın silah bırakmasını istemiyor ya da PKK’yı silah bırakmamaya ikna etmeye çalıştı” demek düpedüz iftiradır. Yaklaşık 10 yıl önce söylediğim Kur’an hakem olsun, Silahlar sussun, Kardeşlik olsun sözünü Türkiye’de milyonlar bilmektedir. Silahların susması ve kardeşliğin gerçekleşmesi taraftarı olduğum herkesin bildiği bir gerçek iken “PKK’yı silah bırakmamaya ikna etmeye çalıştı” demek alçakça bir iftiradır.

Bu iftira ile alçakça saldıranların saldırmalarının gerçek sebebi ise iki tanedir.

1-AKP Hükümetinin Filistin için hiçbir şey yapmadığını, İsrail ile ticareti bile kesmediğini defalarca açıklamış olmam ve bu konuşmaların milyonlar tarafından izlenmiş olması bazı çevreleri rahatsız etmiş ve belli ki bu çevreler trollerine bana saldırı yapma talimatı vermişlerdir.

2-Terörsüz Türkiye sürecinde Devletin PKK ile pazarlık yaptığını açıklamam, pazarlık yapmadan PKK’nın silah bırakmayacağını söylemiş olmam birtakım derin güçleri rahatsız etmiştir. Çünkü bu çevreler, devletin PKK ile pazarlık yaptığının ortaya çıkmasını istememekte, "Devlet hiçbir taviz vermeden PKK’ya silah bıraktırdı" denilmesini istemektedirler. Devletin terörsüz Türkiye hedefi için PKK ile pazarlık yaptığını ifade ederken pazarlık yapılmasına karşı olduğumu ifade etmedim. 40 yıldır 40-50 bin kişinin ölümünden sorumlu tutulan bir örgütün pazarlık yapmadan, hiçbir karşılık almadan silah bırakmayacağına vurgu yapmak istedim. Ülkede silahların susması, kardeşliğin olması için gerekirse devlet pazarlık yapabilir ve meşru haklarını verebilir hatta vermelidir.

Ben pazarlık yapıldığı halde “hiçbir pazarlık yapılmadı” denilerek yalan söylenmesini eleştirdim. Devlet Bahçeli’nin konuyla ilgili yaptığı ilk konuşmasında da Öcalan ile bir pazarlık yapılacağı açıktır. Bahçeli’nin “Abdullah Öcalan, örgütüne silah bırakma talimatı versin, gelsin DEM partinin grup toplantısında konuşsun, Abdullah Öcalan’a umut kapıları sonuna kadar açılsın” demesinden bir pazarlık yapılacağı, silah bırakmanın karşılığında bir şeyler verileceği hatta Öcalan’ın tahliye edileceği anlaşılmıyor mu?

Biz Furkan Hareketi olarak ülkemizde adaletin, huzur ve kardeşliğin olmasını herkesten çok isteyenleriz. Çünkü silahların sustuğu, adaletin ve huzurun olduğu bir ülkede kardeşlik olur, İslam daha çok yayılır ve daha çok yaşanır. Düşmanlığın olduğu ve silahların konuştuğu bir ülkede ise kimse kimseyi dinlemez, sadece çatışma olur. Çatışma ortamında huzur olmayacağı gibi İslami tebliğ de yapılamaz. İslam’ı hakkıyla yaşamak da mümkün olamaz. Bu sebeple bizler de vatanını ve milletini seven her Müslüman gibi silahların susmasını, kardeşliğin olmasını, her insana meşru haklarının verilmesini, memleketimize adalet ve huzurun gelmesini elbette destekleyenlerdeniz. Bu görüşlerimize rağmen iftiralarla sevenlerimizi azaltmaya çalışanlar bilsinler ki; "Gökyüzü yıldızlarla dolacak, Furkan Hareketi dünyaya yayılacak! ve iftiracı namert düşmanlarımız buna engel olamayacak!''