Furkan Hareketi lideri Alparslan Kuytul Hoca, Gazze’de süren kuşatma ve açlığa ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kendisine yöneltilen bir soru üzerine, Furkan Hareketi olarak kısıtlı imkânlarla Gazze’ye gıda yardımı ulaştırmaya çalıştıklarını anlatan Alparslan Hoca , devletin imkânlarının çok daha büyük olmasına rağmen aynı çabanın görülmediğini ifade etti.
Alparslan Hoca, zaman zaman bölgedeki gönüllülerle irtibata geçtiklerini, yüksek fiyatlara rağmen mercimek ve pirinç alarak çorba ve yemek dağıtımı yaptıklarını belirtti. “ Değerli kardeşlerim, aklımdan hiç çıkmıyor. Yemek yerken hep aklıma geliyor. Arkadaşlara soruyorum: Bir şeyler var mı, yine yemek yaptıralım diye. Çoğu zaman ya “Bir şey kalmadı” cevabı geliyor ya “Bir şey var” diyorlar. Geçenlerde “Mercimek var” dediler. “Tamam” dedim. Fiyatı çok yüksek. Belki buranın 100 katı. Fiyat çok yüksek. “Olsun” dedim. “Çorba yapalım, hiç olmazsa çorba dağıtalım” dedim. Bizim imkânlarımız kısıtlı, ama elimizden geleni yapıyoruz. Devletin imkânları bizden kat kat fazla, ancak somut bir yardım göremedik” dedi.
Filistinli Doktordan Erdoğan’a Mektup
Alparslan Hoca, konuşmasında Filistinli bir doktorun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yazdığı mektubu da okudu;
Sayın Cumhurbaşkanı, sizi sevdik. Sizin için zafer diledik. Hakkın bayrağını yükseltmenizi istedik. Sizi mazlumların yanında bildik. Ama tüm bu katliamlar, tehcir ve açlıktan sonra Gazze’nin en zor anında Türkiye'nin geri çekildiğini, dünyanın en acımasız ve en vahşi ordusu olan Nazi İsrail ordusunun karşısında yalnız bırakıldığımızı görmek bizi şaşırttı ve derinden üzdü. Uluslararası kurumlar nezdindeki diplomatik girişimlerinizi bir kenara bırakın. Zira geçmişten bugüne ne kanı durdurabildiler ne de katliamları engelleyebildiler. Siz uluslararası hukuka saygı gösterdiniz. Peki, Allah'ın hukuku nerede? Peygamberimizin sünneti nerede? Efendimizin şu sözünü işitmediniz mi? “Her kim bir Müslüman’ın haysiyetinin ayaklar altına alındığı ve onurunun çiğnendiği bir yerde onu yüzüstü bırakırsa Allah da onu yardım beklediği bir günde yalnız bırakır. Kim de bir Müslüman’ın onurunun çiğnendiği bir yerde yardımına koşarsa Allah da ona yardım eder.” Gazze’de 600 günü aşkın süredir süren katliam, yıkım ve kuşatma altında binlerce şehit, on binlerce yaralı verildi. Bir halk dünyanın gözleri önünde bir yandan ateşle diğer yandan açlık ve kuşatma ile yok ediliyor. Bunu görmüyor musunuz? Bu zulmün sürmesi sizin bize sırt çevirmeniz değil midir? Allah’ın emrettiği iman kardeşliği nerede? Konuşmalarda dile getirdiğiniz kardeşlik görevi nerede? Mescidi Aksa ve mukaddes topraklarla ilgili üzerinize farz olan sorumluluğunuz nerede? Vallahi, sizden askeri bir destek istemedik. Sadece su, gıda ve zalimi engelleyip mazlumu kurtaracak gerçek bir yardım koridoru ve adımları istedik. Oysa zalimler tüm silah ve destek unsurlarını suçluya ve zalime ulaştırıyor. Siz ise bize bir şişe su, bir parça ekmek bile ulaştırmadınız. Allah katında sizi ne ile sorgulayacağız? Çocuklarımızın kanıyla mı, katliamlarla mı yoksa gerçek anlamda sessizliğinizle mi? Bir zamanlar Netanyahu’ya şöyle demiştiniz: “Kaç kişinin daha ölmesini istiyorsun ki bu savaşı durdurasın?” Bugün ben de size soruyorum. Kaç şehit daha vermemiz gerekiyor ki siz Sultan Abdülhamid gibi bir duruş sergileyesiniz? Tarih şunu yazacak: Cumhurbaşkanı Erdoğan döneminde Gazze katledildi ve buna engel olunmadı. Bu sözler size güvenmiş, sizden yardım beklemiş bir sevenin sitem dolu sözleridir. Sana olan sevgimiz Allah içindi. Fakat bugün sen de Arap ve İslam dünyasındaki diğer liderler gibisin artık.
Biz uluslararası arenada ve dünya hesaplarına göre zayıf olabiliriz. Ama Allah katında ve onun yardımıyla çok ama çok güçlüyüz. Buluşma yerimiz hakların kaybolmadığı yerdir, yani ahiret. Allah’ın huzurudur. Şahit olsun ki Allah, sen bizi yüzüstü bıraktın ve biz seni Allah katında hasmımız ilan ediyoruz. Tüm sevgimize rağmen senin döneminde Gazze yok edildi. 60.000’den fazla insan öldürüldü. Sen ise sadece izliyorsun. Zafer Allah’tandır, insanlardan değil. Sözleriniz ve tüm nutuklar boğazlardan öteye geçmedi. Maalesef kandırıldık. Son olarak seni Allah’ın şu ayetinde adı geçenlerden olmaktan sakındırırım. “Allah savaşa çıkmalarını istemediği kimseleri geride bıraktı. Allah seni buna layık görmedi ve geride bıraktı.” Seni peygamberimizin ümmetine dair söylediği şu sözden geçenlerden olmaktan da sakındırırım. “Sayınız çok olacak ama selin köpüğü gibi güçsüz olacaksınız.” Allah sizi bu imtihanda yardımcısız bırakmasın. Muhakkak ki hesaplaşma yeri Allah katındadır.”
Türkiye’nin Filistin’e Yardım Etmediği Ortadadır
Alparslan Hoca, Gazze’de süren açlık ve kuşatma karşısında Türkiye’nin pasif kaldığını savundu. Konuşmasında, “Tamam, biz bilmiyor olabiliriz ama orada yaşayan Filistinliler, Hamas da mı bilmiyor?” diyen Alparslan Hoca, bölgedeki insanların gıda yetersizliği nedeniyle her an ölümle yüz yüze olduğunu vurguladı.
Gazze’de yaklaşık iki milyon kişinin yaşadığını ve açlıktan ölümlerin arttığını söyleyen Alparslan Hoca, “Fransa bile havadan yardım attı, Türkiye ise hâlâ bunu yapmadı. Bu kadarı da fazla” ifadelerini kullandı.
“Bu Sadece İsrail Korkusu Olamaz”
Alparslan Hoca, Türkiye’nin yardım konusundaki sessizliğini yalnızca İsrail korkusuyla açıklamanın yeterli olmayacağını belirtti. Bazı yöneticilerin ellerinde ciddi açıklar olabileceğini ve bu bilgilerin Amerikan ile İsrail istihbaratlarının elinde bulunabileceğini öne sürdü. “Dediğimizin dışına çıkarsan şöyle yaparız” gibi tehditlerin mümkün olduğunu dile getirdi.
Erdoğan’ın Açıklamalarına Eleştiri
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gazze hakkında yaptığı açıklamaları da eleştiren Alparslan Hoca, “Sanki Filistinliler böyle konuşmuyormuş, sanki açlıktan ölmüyorlarmış, sanki Türkiye gemiler dolusu yardım göndermiş gibi konuşuyor” dedi.
Büyük Orta Doğu Projesi Eleştirisi
Alparslan Hoca, Türkiye’nin Gazze konusunda sessiz kalmasının nedenini “Büyük Orta Doğu Projesi”ne bağladı. Projede yer alan ülkelerin İsrail’e karşı tavır alamayacağını savunan Alparslan Hoca, “Irak, Libya, Suriye’de yaşananlara sessiz kalanlar, Gazze’de de sessiz kalıyor” dedi.
23 yıl boyunca tek başına iktidarda kalmanın, “gerektiğinde susmak ve istenmeyen adımları atmamak” ile mümkün olabileceğini dile getiren Alparslan Hoca, “Büyük Orta Doğu Projesi’nin eş başkanı olmak demek, bazı yerlerde sessiz kalmak demektir” şeklinde konuştu.
