Filistinli Çocuklar İşgal Hapishanelerini Anlattı

İşgalci İsrail’in Sde Teiman kampında tutulan üç Filistinli çocuk, yüksek sesle müzik eşliğinde dövüldükleri “disko odası”nda sistematik işkence gördüklerini, travmanın etkisinden hâlâ çıkamadıklarını ve işgal hapishanelerinde intihara kalkıştıklarını anlattı.

Eklenme Tarihi: 17 Kas 2025
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 17 Kas 2025
Filistinli Çocuklar İşgal Hapishanelerini Anlattı

Filistinli Çocuklar İşgal Hapishanelerinde Neler Yaşadı?

İşgalci İsrail tarafından alıkonulan 3 Filistinli çocuk, Sde Teiman gözaltı tesisinde yaşadıkları korku dolu günleri anlattı. Defense for Children-Palestine (DCIP) örgütünün görüştüğü 17 yaşındaki Muhammed Nael Hamis ez-Zuğbi, 16 yaşındaki Faris İbrahim Faris Ebu Cabal ve 17 yaşındaki Mahmud Hani Muhammed el-Mecayide, sistematik işkence, dayak ve açlıkla karşı karşıya kaldı.

Çocuklar, gözaltı süresince sürekli dayak ve işkenceye maruz kaldı. Bu travma, onlarda uykusuzluk, gece terörleri ve altına ıslatma gibi kalıcı etkiler bıraktı. Çocuklardan biri, gözaltının "çocukluğunu elinden aldığını" söyledi.

"Disko Odası" ve Darp

Üç çocuk da, Disko odası denilen beton bir odada 12 saatten fazla yüksek sesle İbranice müzik dinletilmeye zorlandığını anlattı.

Faris Ebu Cabal, sorgulama sırasında maruz kaldığı şiddetten dolayı alnının yarıldığını ve dikiş atıldığını aktardı. Cabal, "Acıdan başka hiçbir şey hissetmedim. O saatleri yiyeceksiz, susuz ve tuvaleti kullanma şansı bile olmadan geçirdim. Korku beni sarmıştı" dedi. Cabal, kendisine İşgalci İsrail gardiyanının annesi ve kız kardeşlerinin tecavüze uğrayıp öldürüldüğünü iddia eden manipüle edilmiş bir fotoğraf gösterdiğini aktardı. Buna tepki gösterdiğinde, kelepçelenip yerden bir metre yükseğe asılarak defalarca dövüldüğünü ifade etti.

Mahmud el-Mecayide, sorgu sırasında askerler tarafından gözleri bağlı halde dövüldüğünü ve elektroşoka maruz kaldığını ifade etti. Vücuduna hapishaneye sevk edileceğini belirten "X" işareti konuldu. "Disko odası"ndan sonra tamamen soyularak soğuk havaya maruz bırakıldığı bir odada iki gün tek başına bırakıldığını anlattı. İki gün boyunca elleri ve ayakları bağlı şekilde hücre hapsinde tutuldu. "Hücrede sivrisinek ve sinekler vardı ve uyuyamıyordum. Zaman zaman korkudan altıma kaçırıyordum" dedi. Tıbbi yardım talepleri reddedilen Mecayide, işgalci İsrail istihbarat görevlisinin kendisine 30.000 şekel (yaklaşık 9.200 $) maaş karşılığında orduyla iş birliği yapmayı teklif ettiğini, bunu reddedince yeniden dövüldüğünü söyledi. Mecayide, yaşadığı işkenceler nedeniyle iki kez intihar girişiminde bulunduğunu dile getirdi.

Muhammed ez-Zuğbi, sorgu sırasında kelepçelerinin o kadar sıkıldığını ve kolundaki kemiklerin çatlama sesini duyabildiğini ifade etti. Gardiyanların gece saat 02:00'de hücrelerine köpeklerle baskın düzenleyip ses bombası attığını, uyanamazsa dayak yeme veya ses bombasıyla vurulma riski taşıdığını belirtti. Zuğbi, serbest bırakıldıktan sonra bile her gece saat 02:00'de baskın beklentisiyle uyandığını söyledi.

"Hapishane Çocukluğumu Elimden Aldı"

Serbest bırakılan gençlerin tamamı, yaşadıkları travmanın etkileriyle mücadele ediyor. Cabal'ın annesi, oğlunun çığlıklarla uyandığını, vurulma korkusuyla yalvardığını anlattı. Mecayide ise, "Hapishane çocukluğumu elimden aldı, bana nasıl güleceğimi, nasıl uyuyacağımı ve kendimi nasıl güvende hissedeceğimi yeniden keşfetmeye zorladı" dedi.

DCIP, çocuklara uygulanan bu muamelenin "kişiliklerini kırmaya ve sahte itiraflar almaya yönelik tasarlandığını" belirtti. Örgüt, işgalci İsrail'in Filistinli çocukları sistematik olarak gözaltına almasının ve işkence uygulamasının Cenevre Sözleşmeleri ve Roma Statüsü'nün ihlali olduğunu vurguladı ve işgalci İsrail'in işkence eylemlerini önlemek, soruşturmak ve kovuşturmakla yasal olarak yükümlü olduğunu hatırlattı. Bu ifadeler, işgalci İsrail askerleri tarafından Filistinli tutuklulara karşı uygulanan uzun süredir rapor edilen ve belgelenen işkence olaylarını bir kez daha doğrulamaktadır.