Gazze'deki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, yaptığı açıklamada, "Sivil savunma ekipleri enkaz altındaki şehitlerin bulunması ve çıkarılmasına yönelik ilk aşama çalışmalarına başlayacak." dedi.
Basal, çalışmaların Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Magazi Mülteci Kampı’nda başlayacağını belirterek, Uluslararası Kızılhaç Komitesi, Mısır komitesi, polis birimleri ve yerel belediyelerle koordinasyon içinde hareket ettiklerini aktardı.
Gazze'deki hükümetin medya ofisinin paylaştığı son verilere göre, soykırım saldırıları sonucu 9 bin 500 Filistinli ya enkaz altında kayıp ya da akıbeti hâlâ bilinmiyor.
İş makinelerin girişi engelleniyor
Basal, "Sivil savunmanın elindeki ağır iş makinelerinin çoğu işgalcilerin saldırılarında yok edildi. Buna rağmen İsrail, enkaz kaldırma için gerekli ekipman ve makinelerin Gazze’ye girişini hâlâ engelliyor." ifadelerine yer verdi.
İşgalci İsrail, 10 Ekim 2025'te yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasına rağmen, ağır ekipmanların girişini reddederken, kendi kayıp askerlerinin cesetlerini bulmak için sınırlı sayıda makinenin girişine izin verdi.
Hükümetin medya ofisinin açıklamasında, bu tutumun ateşkes kapsamında yer alan insani protokollerin açık bir ihlali niteliği taşıdığı belirtildi.
Açıklamada, "İsrail, yüzlerce ağır iş makinesinin girişini engelleyerek Filistinli şehitlerin enkaz altından çıkarılmasını kasıtlı olarak geciktiriyor." bilgisine yer verildi. Bir adet ekskavatör; 100 saatlik kullanım
Basal, Uluslararası Kızılhaç Komitesi aracılığıyla yalnızca bir adet ekskavatörün, toplam 100 saatlik kullanım hakkıyla Gazze’ye girebildiğini belirtti.
Bu ekskavatörün, Magazi’deki Ard el-Vaz bölgesinde yıkılan evlerin altında kalan kayıp Filistinlilerin bulunmasına katkı sağlayacağını söyledi.
Basal, binlerce aileden hâlâ enkaz altında kalan yakınlarına ilişkin acil yardım çağrıları aldıklarını ifade ederek, DNA inceleme laboratuvarlarının temin edilmesinin artık acil bir insani ihtiyaç hâline geldiğini vurguladı.
Basal, "Kayıp yakınlarının kimlik tespiti yapılamayan cenazelerle yaşadığı belirsizlik, ailelerde derin bir psikolojik ve toplumsal travmaya yol açıyor" dedi.