Mayıs 2024’te üst düzey soykırımcı israilli yetkililer, Katar’daki ana askeri üste gizli ve doğrudan bir uçuşla toplantıya katıldılar. Gündemde hava savunmasının genişletilmesi, istihbarat paylaşımı ve yeraltı savaşı konusunda israilin desteği vardı.
Gazze’deki saldırıları nedeniyle Arap dünyasından gelen sert kınamalara rağmen, israil –özellikle de israil Savunma Kuvvetleri (IDF)– son aylarda bölgedeki önde gelen Arap ülkeleriyle işbirliğini derinleştirdi. Amerikan belgeleri, kamuoyuna yansıyanın aksine bir tablo çiziyor. İşbirliği sadece sürmekle kalmadı, israile düşman olarak bilinen bazı Arap ülkelerini de kapsayacak şekilde genişledi.
Washington Post’un Cumartesi günü yayımladığı belgelere göre, Katar, Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri, israil ile kendi topraklarında bile gizli askeri koordinasyon toplantıları gerçekleştirdi. Bu ülkeler bir yandan Gazze’deki israil saldırılarını kamuoyunda soykırım olarak kınarken, diğer yandan perde arkasında israil ile güvenlik ilişkilerini sürdürüyorlar.
Bu güvenlik işbirliği, son yıllarda ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) öncülüğünde, özellikle ''İran tehdidiyle'' başa çıkmak amacıyla geliştirildi. Belgelerde, Bahreyn, Ürdün, Mısır ve Katar’daki El-Udeyd Hava Üssü'nde planlama toplantıları yapıldığı belirtiliyor. Toplantılarda, israilin yeraltı tünellerine karşı mücadele gibi eğitimler düzenlendiği bildiriliyor.
Mayıs 2024’te israilli yetkililer, Katar’daki üsse doğrudan ve gizli bir uçuşla geldi. Bu uçuş, kamuoyunun dikkatini çekmemek ve düşük profil sağlamak amacıyla sivil geçiş noktaları atlanarak gerçekleştirildi. Habere göre Katar, kamuoyunda israile en sert eleştirileri yönelten ülkelerden biri olsa da, perde arkasında israil ile hem diplomatik hem de güvenlik düzeyinde yakın ilişkiler sürdürüyor. Bunun nedeni, ABD'nin bölgedeki ana müttefiklerinden biri olması.
Tüm bu işbirliğine rağmen, belgelerde açıkça belirtiliyor ki bu ilişkiler resmi bir askeri ittifak değil. Tüm toplantıların gizli kalması gerektiği, katılımcılara fotoğraf çekilmemesi, medyaya bilgi verilmemesi ve Yahudi ile Müslüman dini hassasiyetlere (örneğin koşer/helal yemek kuralları) dikkat edilmesi gibi direktifler verildiği ifade ediliyor.
Yine de, oluşturulan ortaklık eşi benzeri görülmemiş düzeyde bir savunma koordinasyonunu içeriyor: Ortak hava savunma sistemleri, istihbarat paylaşımı, yeraltı savaşı eğitimleri, şifreli askeri iletişim sistemleri ve bölgesel bir siber güvenlik ve bilgi paylaşım merkezi kurulması planları.
