Hizbullah lideri Şeyh Naim Kasım, silahsızlanma çağrılarına karşı net bir tutum sergiledi. Uluslararası ve yerel düzeyde dile getirilen bu talepleri “İsrail lehine bir planın parçası” olarak değerlendiren Kasım, “Silahlarımızı bırakmamız, onları doğrudan İsrail’e teslim etmemiz anlamına gelir. Biz hiçbir koşulda işgalciye teslim olmayacağız” ifadelerini kullandı.
Kasım’ın açıklamaları, özellikle son aylarda ABD’nin Hizbullah üzerindeki baskısını artırmasının ardından geldi. Washington’un bölgede devreye sokmaya çalıştığı yeni denkleme göre, Hizbullah’ın silahlarını bırakması karşılığında işgalci İsrail’in güney Lübnan’daki bazı mevzilerden çekilmesi ve hava saldırılarını durdurması önerildi. Bu teklif, ABD’nin özel temsilcisi Thomas Barrack’ın Lübnanlı yetkililerle yürüttüğü görüşmelerde masaya getirildi.
Ancak Hizbullah cephesi bu öneriye temkinli yaklaşıyor. Kamuoyuna yönelik söylemlerinde silah bırakmayı reddeddi. Kasım, bu tür pazarlıkların “İsrail’in taleplerine hizmet ettiğini” vurgulayarak, özellikle Hizbullah’a ait füze sistemleri ve insansız hava araçlarının hedef alınmasına karşı çıkıyor.
Hizbullah, geçen yıl İşgalci İsrail’le yaşadığı çatışmalarda ciddi askeri kayıplar yaşamış, lider kadrosunun önemli isimleri şehit olmuş, binlerce destekçisi ise evlerini terk etmek zorunda kalmıştı. Bu gelişmeler, örgüt içindeki stratejik dengeyi etkilerken, aynı zamanda Lübnan’ın iç siyasetinde de yeni kırılmalara yol açtı.
Kasım, son açıklamasında, “İsrail bizi askeri olarak yenemez, Lübnan’ı da siyasi olarak rehin alamaz” diyerek Hizbullah’ın direniş eksenli çizgisinde bir sapma olmayacağının altını çizdi.
Bu açıklamalar, Hizbullah’ın yalnızca bir askeri güç değil, aynı zamanda Lübnan’daki siyasal denklemin de belirleyici aktörlerinden biri olarak kalmaya devam edeceğini gösteriyor.