İşgalci İsrail Ordusunda İntihar Şoku

7 Ekim’de 13 Filistinli direnişçiyi şehid ettiğini iddia eden İsrailli Yüzbaşı Igor Pibenev’in intiharı, işgalci İsrail ordusunun tartışmalı Hannibal Direktifi’ni yeniden gündeme taşıdı.

Eklenme Tarihi: 15 May 2025
2 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 15 May 2025
İşgalci İsrail Ordusunda İntihar Şoku

İşgalci İsrail ordusunda görev yapan 32 yaşındaki Yüzbaşı Igor Pibenev, yaşadığı ağır travmalar sonucu intihar etti. Haaretz gazetesinin aktardığına göre, Pibenev son dönemde psikolojik tedavi görmekteydi. Bu olay, 7 Ekim saldırılarıyla bağlantılı olarak intihar eden üçüncü İsrailli subay vakası olarak kayıtlara geçti.

Pibenev’in ölümü, işgalci İsrail ordusunun 7 Ekim’de Gazze sınırında gerçekleştirdiği askeri operasyonlara dair etik ve hukuk tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Özellikle “Hannibal Direktifi” olarak bilinen ve askerlerin esir düşmesini engellemek amacıyla gerekirse öldürülmesini dahi içeren tartışmalı protokol, kamuoyunda yoğun eleştirilere neden oldu.

İddialara göre, Hannibal Direktifi yalnızca İşgalci İsrail askerleri için değil; Hamas savaşçılarına yakın bölgelerde bulunan İsrailli sivillere karşı da uygulanmış olabilir. Haaretz ve diğer medya kuruluşlarının hazırladığı soruşturma dosyaları, 7 Ekim günü İsrail ordusunun Gazze sınırındaki yerleşim bölgelerine tank ve helikopterlerle yoğun ateş açtığını ortaya koydu. Bu saldırılar sırasında çok sayıda İsrailli sivilin yaşamını yitirdiği iddia ediliyor.

Görgü tanıkları ve hayatta kalanlar, İşgalci İsrail güçlerinin kendi vatandaşlarının bulunduğu alanlara yönelik ağır saldırılar gerçekleştirdiğini belirterek, “Kimi vuruyorlardı?” sorusunu kamuoyunun gündemine taşıdı. İşgalci İsrail hükümeti, Hannibal Direktifi’nin uygulanıp uygulanmadığına dair resmi bir açıklama yapmazken, askeri uzmanların yorumları ve sızan raporlar, bu protokolün 7 Ekim’de yaşanan can kayıplarında belirleyici bir rol oynadığını öne sürüyor.

İsrail ordusunda yaşanan art arda intihar vakaları, sadece bireysel psikolojik çöküşleri değil; aynı zamanda uygulanan askeri politikaların ve etik dışı emir zincirlerinin yarattığı derin travmaları da gözler önüne seriyor.