İşgalci İsrail hapishanelerinde yaklaşık bir yıl yedi ay süren esaretin ardından esir değişimi kapsamında serbest bırakılan 57 yaşındaki Filistinli gazeteci el-Efrangi, yaşadığı korkunç süreci hayatının en zor deneyimi olarak tanımladı. El-Efrangi’nin tanıklığı, İşgalci İsrail’in gözaltı merkezlerinde uyguladığı sistematik işkencenin boyutunu bir kez daha ortaya koydu.
Gazze Şehri’ndeki Şifa Hastanesi’nde bulunduğu sırada, Ramazan ayında düzinelerce kişi arasından hedef seçilerek tutuklanan el-Efrangi, tutuklama anından itibaren başlayan işkence zincirini anlattı.
Sidi Timan'daki İlk Dehşet: Çıplak Arama ve Köpekli Saldırı
El-Efrangi, Sidi Timan gözaltı merkezine vardıklarında karşılaştığı ilk muamelenin insanlık onurunu zedeleyici olduğunu belirtti. Tutukluların, kadın ve erkek askerler tarafından tüm kıyafetlerini çıkarmaya zorlandığını, çıplak halde aşağılayıcı aramalara maruz kaldıklarını söyledi.
Ancak zulüm bununla sınırlı kalmadı. El-Efrangi, sorgulama ve işkencenin başlangıcını şöyle anlattı:
"Bu kötü şöhretli gözaltı merkezine vardığımızda yüzüstü yatmamızı istediler, üzerimize ses bombası attılar, bize saldırmaları için vahşi polis köpeklerini saldılar ve onlarca asker bizi şiddetli bir şekilde dövdü. Bu, sorgulama ve işkencenin alışılmadık şekillerde gerçekleştirildiği gelecek olanın başlangıcı gibi bir başlangıçtı."
Gazeteci, yaklaşık 100 gün boyunca çömelmiş bir pozisyonda, gözleri bağlı, kelepçeli ve konuşmaktan veya uyumaktan tamamen mahrum bırakıldığını aktardı.
40 Metrekarede 120 Kişi ve 10 Saatlik Tuvalet Sırası
El-Efrangi, tutulduğu gözaltı yerindeki hapis koşullarının dayanılmazlığını çarpıcı detaylarla gözler önüne serdi. Koğuşun 40 metrekarelik demir bir kutu olduğunu ve içinde 120 tutuklunun bulunduğunu söyledi. Tutuklulara sadece bir santimetre kalınlığında şilte verildiğini belirtti.
İnsanlık dışı uygulamalar, en temel ihtiyaçlarda dahi sürdürüldü:
-
Uyku İşkencesi: Tutuklulardan birinin uyuyakalması durumunda dışarı sürüklenerek askerler tarafından şiddetli bir şekilde dövüldüğünü söyledi.
-
Tuvalet Çilesi: "İçimizden biri tuvalete ihtiyacı varsa önceden rezervasyon yaptırması gerekiyordu. Sırası 10 saat sonra gelebiliyordu."
-
Zaman Sınırı: Tuvalete girdikten sonra askerin sadece birkaç saniye süre tanıdığını, hakaret ederek kapıyı çalmaya başladığını ve dışarı çıkmasını talep ettiğini ekledi.
El-Efrangi'nin bu sarsıcı tanıklığı, İşgalci İsrail hapishanelerindeki uygulamaların uluslararası insan hakları sözleşmelerini ağır biçimde ihlal ettiğini bir kez daha kanıtlıyor.