Sudan’da devam eden iç savaş, milyonlarca sivili etkiliyor. BM’ye göre 25 milyon Sudanlı gıda güvensizliğiyle mücadele ediyor, 12 milyon kişi yerinden edildi. Kadınlar ve çocuklar savaşın en ağır yükünü taşıyor.
Sudan’da insanî felaket her geçen gün derinleşiyor. Ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında bir yılı aşkın süredir devam eden çatışmalar, ülkenin dört bir yanında yıkıcı sonuçlar doğuruyor. Güney Darfur’un başkenti Nyala yakınlarındaki Bilel kasabası hava saldırısına uğrarken, HDK birlikleri Batı Kordofan’daki 22. Tümen karargâhına saldırarak bölgeyi ele geçirme girişiminde bulundu.
Maliye Bakanı Jibril Ibrahim, kuzeydeki El Afad kampında yaptığı açıklamada, “Hızlı Destek Kuvvetleri ile herhangi bir müzakere yok. İşgal edilen tüm bölgeler geri alınacak.” ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Genel Sekreter Yardımcısı Tom Fletcher, Sudan’daki insani durumun “kritik seviyede” olduğunu belirtti. BM ve Dünya Gıda Programı (WFP), yardım operasyonlarını ülke geneline genişletme sözü verdi.
BM İnsan Hakları Ofisi’nin son verilerine göre, yaklaşık 25 milyon Sudanlı ciddi gıda güvensizliğiyle karşı karşıya.Nisan 2023’ten bu yana 12 milyon kişi yerinden edildi, binlerce insan hayatını kaybetti ve yüzlerce cinsel şiddet vakası rapor edildi.
Avrupa Komisyonu Sözcüsü Eva Herntschirova, El Fasher kentini “insanlığın mezarlığı” olarak nitelendirdi. Açıklamalara göre, 1,5 milyon Sudanlı komşu Çad’a sığındı.
BM Kadın Birimi, kadınların savaşta sistematik olarak hedef alındığını, tecavüz ve çocuk kaçırma olaylarının arttığınıbildirdi. Kadınlara yönelik şiddetin, savaşta bir “silah” olarak kullanıldığı vurgulandı.
Uluslararası Göç Örgütü (IOM), özellikle kuzey Darfur’daki yardım operasyonlarının finansman eksikliği nedeniyle çökme tehlikesinde olduğunu açıkladı. Son iki haftada yalnızca El Fasher’den 90 binden fazla kişi göç ederken, yardım ekipleri güvenlik ve kaynak yetersizliği nedeniyle yalnızca sınırlı sayıda kişiye ulaşabiliyor.
Uzmanlar, Sudan’ın kısa vadede toparlanmasının mümkün görünmediğini ve ülkenin “büyük bir insani felaketin eşiğinde” olduğunu vurguluyor.
