Suriyeli Murad, Sednaya Hapishanesi'nde Neler Yaşadıklarını Anlattı

Suriye'deki iç savaşın en karanlık simgelerinden biri olan Sednaya Hapishanesi'ni “insanlık onurunun yok edildiği yer” olarak tanımlayan bilgisayar mühendisi Kays Murad, burada yaşadığı işkenceleri, kötü muameleyi ve hayatta kalma mücadelesini anlattı.

Eklenme Tarihi: 01 May 2025
2 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 01 May 2025
Suriyeli Murad, Sednaya Hapishanesi'nde Neler Yaşadıklarını Anlattı

Sednaya'daki Kabus: Gözaltından Cezaevine Uzanan Yol

Bilgisayar mühendisi Kays Murad, Şubat 2012’de gözaltına alındıktan sonra aylarca çeşitli güvenlik birimlerinde sorgulandı. Mayıs 2012'de Sednaya Hapishanesi’ne gönderilen Murad, burada Ekim 2014’e kadar tutuklu kaldı. 15 yıl hapis cezasına çarptırılan Murad, özgürlüğüne kavuşabilmek için yaklaşık 70 bin dolar ödeme yapmak zorunda kaldı.

Cezaevinde Günlük Hayat: Zorla Diz Çökme, Kötü Beslenme ve Korku

Anadolu Ajansı ekibiyle birlikte Sednaya Cezaevi’nin birinci katında çekim yapan Murad, cezaevinin iç yapısını, mahkumların tutulduğu alanları ve işkencenin sistematik hale geldiği koşulları gösterdi. Mahkumların günün büyük bölümünü zorla diz çökerek geçirdiğini, yemeklerin yetersiz ve hijyen koşullarının insan sağlığını tehdit edecek düzeyde olduğunu anlattı.

"İnsanlık Onurunun Yok Edildiği Yer"

Murad, Sednaya’yı “insanlık onurunun yok edildiği yer” olarak tanımlarken, mahkumların insanlık dışı koşullar altında sürekli cezalandırıldığını, fiziksel ve psikolojik şiddetin cezaevinin temel yönetim biçimi olduğunu söyledi. Koğuşlarda hayatta kalabilmenin tek yolunun sessiz dayanışma olduğunu belirtti.

Dayanışma ile Ayakta Kalmak

Cezaevinde Kur’an-ı Kerim öğrenen, satranç oynayan ve rüya yorumlayan mahkumların olduğunu aktaran Murad, bu küçük etkinliklerin mahkumlar arasında dayanışma duygusunu güçlendirdiğini dile getirdi. Zor şartlara rağmen bazı mahkumların bilgi paylaşarak birbirine moral verdiğini ifade etti.

En Zor An: Cezaevine İlk Giriş

Murad için en ağır deneyim, cezaevine ilk getirildiği andı. Yer altındaki karanlık hücrelerde çıplak şekilde tutulduklarını, bu sürecin psikolojik olarak yıkıcı olduğunu söyledi. Ailesiyle sadece üç kez görüşebildiğini, bu görüşmelerin kısa ve tehlikeli olduğunu ifade ederek, zaman zaman ailesine cezaevine gelmemeleri için telkinde bulunduğunu açıkladı.

Veremle Mücadele ve Türkiye'deki Tedavi Süreci

Cezaevinden çıktıktan sonra verem hastalığına yakalanan Murad, Türkiye’de uzun süren bir tedavi gördü. Cezaevindeki konuşma yasağı ve geçirdiği hastalık nedeniyle uzun süre yalnızca fısıltıyla konuşabildiğini, ciddi konuşma güçlüğü yaşadığını belirtti.

Gerçekleri Anlatmak İçin Dernek Kurdu

Murad, Sednaya’dan kurtulan arkadaşlarıyla birlikte “Sednaya Tutukluları Derneği”ni kurduklarını, amaçlarının yaşanan insanlık suçlarını dünyaya aktarmak ve sorumluların yargılanmasını sağlamak olduğunu ifade etti. Dedikodulardan uzak, yalnızca tanıklıklara dayalı gerçekleri anlattıklarını vurguladı.

Uluslararası Topluma Çağrı: Sessiz Kalınmasın

Murad, uluslararası topluma seslenerek Suriye’de yaşanan sistematik insan hakları ihlallerine karşı daha fazla ses çıkarılması ve sorumluların adalet önüne çıkarılması için destek verilmesini talep etti. Sednaya’daki acıların, Suriye halkının genel çektiği zulmün çok daha yoğun ve yıkıcı bir örneği olduğunu söyledi.