Türkiye’de son yıllarda anjiyo ve stent uygulamalarında dikkat çekici bir artış yaşanıyor. Uzmanlara göre bu uygulamalar yalnızca gerekli durumlarda yapılmalı, ancak ülkede giderek artan bir “anjiyo ve stent bağımlılığı” söz konusu.
Gazeteci Gökhan Özbek’in Ankara’da anjiyo sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetmesi, bu uygulamalara yönelik tartışmaları yeniden gündeme taşıdı.
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Muhammet Keskin, Hürriyet’e yaptığı açıklamada, “Ülkemizde ciddi bir anjiyo/stent merakı var. Halbuki çoğu durumda iyi bir medikal tedavi stentten daha etkilidir. Kolesterol ilaçları bu konuda en büyük koruyucudur. Damarlarda yüzde 30-40 oranında darlık varsa müdahale gerekmez” dedi.
“Amaç stent değil, yaşam tarzını değiştirmek olmalı”
Doç. Dr. Keskin, yalnızca darlık oranına odaklanmanın yanlış olduğunu vurguladı ve şu uyarıda bulundu:
“Kişinin kolesterolü, tansiyonu ve şekeri kontrol altında değilse; damar tıkanıklığı yüzde 30 bile olsa kalp krizi geçirme riski yüksektir. Ancak bu risk faktörleri yönetilirse, damar tıkanıklığı yüzde 70 olsa bile kişi sağlıklı kalabilir. Önemli olan, yaşam tarzını değiştirmek ve riskleri azaltmaktır.”
Uzmanlar, check-up programlarına dahi dahil edilen anjiyo uygulamalarının yanlış yönlendirmelere neden olabileceği uyarısında bulunarak, hastaların gereksiz işlemler yerine koruyucu sağlık tedbirlerine yönelmesi gerektiğinin altını çiziyor.
