Amerika Birleşik Devletleri, Irak’taki diplomatik varlığında önemli bir değişikliğe gidiyor. ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili, Katar merkezli Al Jazeera televizyonuna yaptığı açıklamada, Washington’un Irak’taki diplomatik misyonunun boyutunu daraltma kararı aldığını bildirdi.
Yetkili, bu adımın son güvenlik analizleri ve sahadaki değerlendirmeler ışığında alındığını ifade etti. Detay verilmemekle birlikte, personel sayısında yapılacak bu düzenlemenin geçici bir önlem mi yoksa kalıcı bir yeniden yapılandırma mı olduğu henüz netlik kazanmadı.
Washington’un diplomatik misyonlarının güvenliğini öncelikli olarak ele aldığı bir dönemde geldi. ABD’nin Irak’taki diplomatik varlığı, Bağdat Büyükelçiliği başta olmak üzere çeşitli konsolosluklarla temsil ediliyor. Geçmişte de benzer şekilde tehdit algısına göre diplomatik kadrolarda geçici azaltmalara gidilmişti.
Bu gelişme, bölgedeki ABD varlığına yönelik güvenlik kaygılarının devam ettiğini ve Washington'un bu konuda daha temkinli bir yaklaşım benimsediğini ortaya koyuyor.
Irak’ta Milyonlarca Can Alan ABD Müdahalesi, Hafızalardaki Tazeliğini Koruyor
2003’te başlayan ABD’nin Irak işgali, milyonlarca insanın yaşamını yitirmesi ve ülkenin istikrarsızlığa sürüklenmesiyle sonuçlandı. Aradan geçen yıllara rağmen, bu büyük yıkım Irak halkının hafızasında derin izler bırakmaya devam ediyor.
ABD öncülüğünde 2003 yılında başlatılan Irak işgali, modern tarihin en yıkıcı askeri müdahalelerinden biri olarak kayıtlara geçti. "Kitle imha silahları" iddiasıyla başlatılan operasyon, kısa sürede rejim değişikliğine dönüşürken, ülkeyi yıllarca sürecek bir kaosun içine sürükledi.
ABD’nin Irak’a müdahalesiyle birlikte milyonlarca sivil hayatını kaybetti, milyonlarcası ise evlerinden oldu. Savaşın yol açtığı altyapı yıkımı, sağlık ve eğitim sistemlerinin çökmesi, mezhep çatışmaları ve terör örgütlerinin güçlenmesi gibi çok sayıda kalıcı sorun, bugün hâlâ etkisini sürdürüyor.
İşgale karşı yapılan uluslararası uyarılara rağmen ABD'nin tek taraflı askeri müdahalesi, Birleşmiş Milletler kararlarını bypass ederek yürürlüğe girmişti. Yıllar sonra ABD yetkilileri tarafından da “hatalı istihbarata” dayandığı kabul edilen bu operasyon, Irak’ta geniş çaplı insani ve siyasi yıkımın kapısını araladı.
Iraklılar için 2003 işgali sadece bir tarih değil; yaşanmış bir trajedi olarak, her yıl dönümünde yeniden hatırlanıyor. Toplu mezarlar, bombardıman altında yıkılan şehirler ve parçalanmış aileler, ABD'nin Irak'taki izlerini silinmesi güç bir mirasa dönüştürdü.
Bugün, ABD’nin bölgedeki varlığı tartışılmaya devam ederken, Irak halkı hâlâ savaşın travmasıyla yüzleşmeye çalışıyor. Milyonlarca kaybın ve yaşanan vahşetin ardından sorumluluk sorusu ise hâlâ cevapsız.
