“Üniversiteler bir ülkenin aklıdır, vicdanıdır” diyen Çelik, eğitim kurumlarının taşıdığı misyonun önemine dikkat çekerek, yaşanan gelişmelerin toplumun tüm kesimlerinde derin bir sarsıntıya neden olduğunu belirtti.
Bu Sıradan Bir Usulsüzlük Değil, Akademiye Yönelik Bir Darbedir
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında yaklaşık 400 kişinin sahte yollarla doçentlik ve profesörlük unvanı aldığına dair iddiaları değerlendiren Çelik, “Bu sıradan bir skandal değil, üniversite müessesesinin itibarını hedef alan bir darbedir” dedi.
Kara Liste Halının Altına Süpürülmemeli
Soruşturmanın sessiz sedasız yürütülmesini eleştiren Çelik, şeffaflık çağrısında bulundu. “Bu mesele toplumun gözünden kaçırılarak çözülemez. Eğer bir kara liste varsa, bu kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Kapalı kapılar ardında saklanacak bir konu değil” ifadelerini kullandı.
Akademik Unvanlar Sadece Kişisel Değil, Kurumsal İtibardır
Sahte belgelerle elde edilen akademik unvanların yalnızca bireyleri değil, üniversitelerin kurumsal güvenilirliğini de ciddi şekilde zedelediğini belirten Çelik, sürecin açık ve hesap verebilir biçimde yürütülmesinin kamu vicdanı açısından zorunlu olduğunu dile getirdi.
Bu Meselenin Üstü Örtülemez
"Bu sadece yargının ele alacağı bir dosya değil, milletin ortak onuru ile doğrudan ilgilidir" diyen Çelik, şeffaflık çağrısını yineledi:
“Üniversite sistemi şaibe götürmez. Gençlerimizin geleceğe güvenle bakabilmesi, halkın devlete olan inancının korunması ve eğitim kurumlarımızın onurunun tesisi için gerçeklerin tüm açıklığıyla ortaya konması gerekir.”
Üniversite Sistemi Şaibe Götürmez! — Üniversiteler bir ülkenin aklıdır, vicdanıdır, geleceğe dair en büyük teminatıdır. Ancak bugün geldiğimiz noktada, üniversite sistemimizin üzerine düşen gölge, toplumun tüm kesimlerinin vicdanını yaralamaktadır. — Ankara Cumhuriyet… pic.twitter.com/Li9LJP2yfr
— Hüseyin Çelik (@hc_huseyincelik) August 2, 2025