ABD merkezli düşünce kuruluşlarından National Security Journal (NSJ), yaklaşık üç hafta önce imzalanan Trump'ın Gazze Planı'nın geldiği noktayı değerlendiren bir analiz yayımladı. Mısır'da çok sayıda ülke liderinin katılımıyla imzalanan planın, birinci aşamanın ardından tamamen tıkandığı belirtiliyor.
Tıkanmanın ana nedeni, Gazze'de konuşlandırılması planlanan uluslararası askeri görev gücünün yapısının ve görev tanımının belli olmaması nedeniyle yaşanan diplomatik kriz olarak gösteriliyor.
Asıl Engel: Silahlı Devriye Görevine Kimse Hazır Değil
Analize göre, ABD, yardım ve güvenlik desteğini koordine etmek için İsrail'de bir Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi (CENTCOM tarafından açıldı) kurmuş olsa da, ABD Gazze'ye asker göndermeyeceğini netleştirdi. Ortak ülkeler de bu konuda büyük bir tereddüt gösteriyor.
Ürdün Kralı Abdullah, BBC'ye yaptığı açıklamada uluslararası isteksizliği şöyle özetledi:
“Gazze'deki güvenlik güçlerinin görevinin barışı korumak olacağını umuyoruz... Ancak silahlarla Gazze'de devriye gezmemiz istenirse, işte bu hiçbir ülkenin dahil olmak isteyeceği bir durum değil.”
Kral, Ürdün ve Mısır'ın Filistinlileri eğitmeye hazır olduğunu, ancak bunun zaman alacağını belirtti. Analiz, birçok ülkenin sorumluluğu başkasına yüklemek ya da ilk harekete geçenin kim olacağını görmek için beklemede kaldığı yorumunu yapıyor. Ülkeler, Hamas veya diğer silahlı gruplarla İsrail arasında yaşanacak olası çatışmalarda Gazze'de kayıplar görmek istemiyor.
İlerlemeyen Süreç ve Belirsiz Görev Tanımı
NSJ, Gazze'yi denetlemek için mevcut yerel güçlerin desteği olmadan zorlanacak ülkelerin, ilerleme konusunda çekingen davranacağını belirtiyor. Örneğin, bölgeye bir İngiliz birliği ulaşmasına rağmen, bu grubun dahi görev tanımının hala belli olmadığı aktarılıyor.
Filistin güvenlik güçlerinin konuşlandırılıp konuşlandırılmayacağı da henüz netleşmiş değil. ABD personelinin Gazze'ye konuşlandırılmayacak olması, bir sonraki aşamaya geçmenin önündeki birçok engelden sadece birisi olarak duruyor.
Analiz, zaman geçtikçe Gazze'deki mevcut durumun daha da kötüleşebileceği uyarısında bulunuyor. Bölgenin yarısı İsrail Savunma Kuvvetleri'nin kontrolü altında ve diğer yarısının kontrolünü yeniden ele almış görünen Hamas'ın kontrolünün, zaman geçtikçe daha da sağlamlaşabileceği belirtiliyor.
