Tel Aviv Üniversitesi’nde yapılan kapsamlı bir araştırma, İsrail’in son iki yılda yoğun bir beyin göçü dalgasıyla karşı karşıya kaldığını ortaya koydu. Çalışmaya göre Ocak 2023’ten Eylül 2024’e kadar 2023’te yaklaşık 50 bin, 2024’ün ilk dokuz ayında ise 40 bin olmak üzere toplam 90 bin İsrailli ülkeyi terk etti. Bu rakam, önceki yıllarda kaydedilen yıllık ortalama 32 bin kişilik göç dengesine kıyasla ciddi bir artışa işaret ediyor.
Yüksek Gelirli ve Eğitimli Kesimde Göç Hızlandı
Araştırma, göç edenler içinde yüksek gelirli ve yüksek eğitimli kesimin oranının belirgin şekilde yükseldiğini gösteriyor. Ortalama üzeri gelire sahip göçmenlerin payı, önceki dönemdeki dörtte birlik seviyeden üçte birin üzerine çıktı. Bu tablo, teknoloji çalışanları, yöneticiler ve serbest profesyoneller arasında göç eğiliminin hızla arttığını ortaya koyuyor. Devlet hazinesinin bu süreçte 1,5 milyar şekel (yaklaşık 420 milyon dolar) vergi kaybı yaşadığı hesaplanıyor.
Sağlık Sektoru Alarmda: 875 Doktor Ülkeyi Bıraktı
Araştırmanın dikkat çeken bulgularından biri sağlık sektöründeki kayıp. Ocak 2023 – Eylül 2024 arasında 875 doktorunİsrail’den ayrıldığı ifade ediliyor. Doktor sıkıntısı yaşayan bir ülke için bu rakam, eğitimli ve deneyimli sağlık çalışanlarının kaybı nedeniyle kritik risk oluşturuyor.
Bilim, Teknoloji ve Mühendislik Alanlarında Beyin Göçü
Aynı dönemde lisans ve üzeri eğitim derecesine sahip 19 binden fazla kişi ülkeyi terk ederken, bunların 6.600’den fazlası bilim ve mühendislik mezunu oldu. Ayrıca 633 doktora seviyesindeki uzman ve 3.000’den fazla mühendis ülkeyi terk ederek yüksek teknoloji sektörlerinde hissedilir bir boşluk yarattı.
Genç ve Nitelikli İş Gücü Ülkeyi Bırakıyor
İsrail’den ayrılanların %75’inden fazlasının 40 yaşın altında olması, göç dalgasının ağırlıklı olarak genç ve üretken nüfustan oluştuğunu gösteriyor. Öte yandan son yıllarda 40 yaş üstü bireylerin de göç oranında artış olduğu, deneyimli ve köklü iş gücünün de ülkeyi terk etmeye başladığı belirtiliyor.
Stratejik Risk Uyarısı
Araştırmacılar, göç edenlerin toplam sayısının henüz demografik bir çöküşe işaret etmediğini, ancak eğilimin devam etmesi halinde kritik eşiklere ulaşılabileceğini vurguluyor. İsrail ekonomisinin teknoloji, tıp ve araştırma gibi yüksek nitelik gerektiren sektörlere bağlı olduğu hatırlatılarak, bu alanlardaki nitelikli insan kaybının sistemik zafiyet yaratabileceği belirtiliyor.
Uzmanlar, “Her doktor veya mühendisin ayrılışı sistemi zayıflatır ve bu durum yeni göçleri tetikler” diyerek negatif bir kısır döngü uyarısında bulunuyor. Eğilimin sürmesi halinde ülkenin inovasyon kapasitesinin ve üretim gücünün hızlı şekilde zarar görebileceği ifade ediliyor.
