FKÖ’ye bağlı Esirler ve Serbest Bırakılanlar Heyeti, İsrail hapishanelerindeki Filistinli esirlerin ağır kış şartlarında battaniyesiz, ilaçsız ve ısınma imkânsız bırakıldığını bildirerek uluslararası topluma acil müdahale çağrısı yaptı. İsrail hapishanelerinde tutulan Filistinli esirlerin dondurucu soğuğa maruz bırakıldığına ilişkin iddialar, bölgedeki insan hakları tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Filistin Kurtuluş Örgütü’ne (FKÖ) bağlı Esirler ve Serbest Bırakılanlar Heyeti, binlerce tutuklunun ağır kış koşullarında bilerek korumasız bırakıldığını belirterek “acil kodlu” bir uyarı yayımladı.
Heyetin açıklamasına göre, beton duvarlarla çevrili hücrelerde aşırı nem nedeniyle soğuk daha da şiddetleniyor. Esirlerin üzerinde yalnızca ince kıyafetler bulunduğu, kışlık giysi ve battaniyelerin bilinçli şekilde verilmediği, demir yatakların ise soğuğu doğrudan esirlerin bedenine ilettiği aktarıldı. Birçok tutuklunun yerde ya da yıpranmış bez parçaları üzerinde uyumaya zorlandığı ifade edildi.
"Bu koşullar işkencenin en ağır biçimidir"
Heyet, özellikle hasta tutukluların gece boyunca ilaçsız ve örtüsüz şekilde titremek zorunda bırakıldığını belirterek bunun basit bir ihmalle açıklanamayacağını vurguladı. Yapılan açıklamada, “Bu bir ihmal değil, esirlere yönelik kasıtlı ve sistematik bir saldırıdır. Ortaya çıkacak her ölümden işgal yönetimi sorumludur” denildi.
Soğuk nedeniyle solunum yolu enfeksiyonlarının hızla yayıldığı, eklem ağrıları ve ağır gribal vakaların arttığı bildirilirken, “yavaş ölüme terk edilme” uyarısı yapıldı.
Hamas: “Sistematik infaz politikası uygulanıyor”
Hamas da yaptığı açıklamada, İsrail’in Filistinli tutuklulara karşı “yavaşlatılmış ölüm” politikası izlediğini savundu. 7 Ekim’den bu yana Batı Şeria ve Kudüs’te yaklaşık 20 bin kişinin gözaltına alındığı, Gazze’den kaçırılanların sayısının ise hâlâ netleşmediği hatırlatıldı.
Uluslararası çağrı
Filistinli kurumlar, donma riskiyle karşı karşıya olduğu belirtilen esirler için uluslararası kuruluşları derhal müdahaleye çağırdı. İnsan hakları savunucuları, koşulların uluslararası hukuka göre “işkence” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ifade ediyor.
