İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar’ın El-Arabiya kanalına verdiği röportajda kullandığı ifadeler, Suriye’nin egemenliğini açıkça hiçe sayan bir yaklaşım olarak tepki çekti. Saar, İsrail ordusunun Suriye’de stratejik noktaları ele geçirmesini “bir tercih” olarak nitelendirerek, daha geniş bir işgal kapasitesine sahip olduklarını ima etti.
Saar’ın “İsrail’in Suriye’de hırsı yok” sözleri ise sahadaki gelişmelerle çelişiyor. Rejim sonrası oluşan otorite boşluğunu fırsata çeviren İsrail ordusu, Golan Tepeleri’ndeki işgalini derinleştirirken Şam banliyölerine kadar uzanan askeri altyapı kurdu. Bu durum, İsrail’in fiili işgalini “lütuf” gibi sunma çabası olarak değerlendiriliyor.
Bakan Saar, açıklamalarında yalnızca Suriye’yi değil, Lübnan ve Gazze’yi de hedef aldı. Lübnan’ın egemenliğine saygı duyduklarını öne süren Saar, buna rağmen Hizbullah tamamen etkisiz hale getirilene kadar saldırıların süreceğini belirtti.
Gazze’de yaklaşık iki yıldır devam eden ve büyük bir insani krize yol açan saldırıları ise “Hamas tehdidi” gerekçesiyle savunan Saar, İsrail’in askeri baskıyı bölgede bir diplomasi aracı olarak kullanmaya devam edeceğini açıkça dile getirdi.
Uzmanlara göre bu açıklamalar, İsrail’in Orta Doğu’da “şartlı barış” anlayışını dayattığını ve askeri gücü siyasi mesaj aracı haline getirdiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar’ın “İsteseydik daha fazla toprak alırdık” sözleri Suriye egemenliğine yönelik açık bir tehdit olarak değerlendirildi. İşte detaylar.
