Filistin lideri Abbas, Suudi Arabistan’ın diplomatik çabalarının Fransa’nın Filistin’i tanıma kararında etkili olduğunu belirtti. Macron’un cesur adımını memnuniyetle karşıladı. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Fransa'nın Filistin devletini tanıma kararına Suudi Arabistan’ın verdiği desteğin tarihi bir öneme sahip olduğunu belirtti. Filistin Devlet Başkanı Abbas, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz ile Veliaht Prens Muhammed bin Selman'a teşekkür ederek, Fransa'nın Filistin'i tanıma yönündeki kararında Suudi Arabistan’ın kararlı ve ilkeli duruşunun etkili olduğunu ifade etti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un eylül ayında yapılacak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu sırasında Filistin devletini tanımaya yönelik açıklamasını memnuniyetle karşıladığını belirten Abbas, bu kararın uluslararası hukuk ve meşruiyet temelinde barışa katkı sağlayacak cesur bir adım olduğunu vurguladı. “Filistin halkının haklarının zaferi” Macron’un bu açıklamasının, Filistin halkının toprakları üzerindeki meşru haklarının zaferi olduğunu dile getiren Abbas, Fransa’nın uluslararası hukuka ve iki devletli çözüm vizyonuna bağlılığını yansıttığını belirtti. Abbas ayrıca, diğer ülkelere de benzer adımlar atma ve Filistin devletini tanıma çağrısında bulundu. Suudi Arabistan’dan tarihi destek ve çağrı Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı da Macron’un açıklamasını “tarihi bir karar” olarak nitelendirdi. Bakanlık, uluslararası toplumun Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkı ve bağımsız devlet kurma hedefi konusundaki kararlılığını teyit ettiğini açıkladı. Suudi yönetimi, henüz Filistin’i tanımayan ülkelere de çağrıda bulunarak barışı ve Filistinlilerin meşru haklarını destekleyen somut adımlar atmalarını istedi. 5,5 milyar dolarlık yardım ve 306 proje Suudi Arabistan’ın desteği sadece diplomatik düzeyde kalmadı. Riyad yönetimi, Filistin halkına yönelik insani ve kalkınma yardımlarıyla da öne çıkıyor. Bugüne kadar toplam 306 projede, yaklaşık 5,5 milyar dolarlık finansmanla Filistin’e destek sağlandı. Suudi Arabistan, Filistin meselesinin öncelikli bir konu olduğunu defalarca ifade etmiş ve 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletini savunan tutumunu kararlılıkla sürdürmüştür.