Hz. Ömer'in Kısaca Hayatı, Müslüman Olma Hikayesi ve İslam'a Katkısı
Babası Adî b. Kâ‘b kabilesinden Hattab bin Nüfeyl, annesi Mahzûm kabilesinden Hanteme bint Hâşim olan Ömer b. Hattâb, Fil Suresi’ne konu olan büyük Fil Olayından yaklaşık on üç yıl kadar sonra, farklı bir rivayete göre ise Dördüncü Büyük Ficâr savaşından dört yıl kadar önce yaklaşık 582 senesinde Mekke’de dünyaya gelmiştir.
Cahiliye hayatı hakkında yeterli derecede bilgi bulunmayan Ömer b. Hattâb, İslam’la tanışmadan önce babasının develerini güttüğü, içkiye ve kadına çok düşkün olduğu, at binmeyi ve silah kullanmayı sevdiği, pehlivan yapılı olduğu belirtilmektedir. Okuma yazma bilen Ömer b. Hattâb’ın, şiirle yakından ilgilendiği aynı zamanda ensab ilmini de bildiği, geçimini ticaretle sağladığı aktarılmıştır.
Allah Resulü (sav)’ne peygamberlik geldikten sonra Ömer b Hattâb, Kureyş’in bazı önde gelenleri gibi putperestliğe bağlı kalarak önceleri Hz. Peygamber’e ve İslâmiyet’e karşı düşmanlık göstermiş, hatta kabilesinden Müslüman olanlara işkence yapan Ömer b. Hattâb, Peygamberliğin gelişinin (bi‘setin) 6. yılında (616) Müslüman olmuştur.
Müslüman olduktan sonra katıldığı seriyeler hariç her zaman Hz. Peygamber’in yanında yer alan Hz. Ömer, kaza umresi, Hudeybiye Antlaşması ve Hz. Peygamberin son haccı olan Vedâ haccında da Hz. Peygamberin yanında yer almıştır. Vahiy kâtiplerinden ve aynı zamanda cennetle müjdelenen on sahabiden biri olan Hz.Ömer, Hz. Peygamberin kendisiyle önemli konularda istişarede bulunduğu birisiydi. Onun bazı görüşlerinin ayetlerle de teyit edildiği görülmektedir. Bu ayetlere de “Muvâfakāt-ı Ömer” denilmiştir.
Resulullah’ın (sav) vefatında çok etkilenen Hz.Ömer’i Hz. Ebubekir sakinleştirmiştir. Hz. Peygamber’in vefatının ardından Medine’nin yerli Müslümanlarından olan ensardan bazı Müslümanlar, Sakifetü Benî Sâide’de bir araya gelerek halife seçimi konusunu görüştüğünü öğrenen Hz.Ömer, yanına Hz. Ebû Bekir ile Ebû Ubeyde b. Cerrâh’ı (ra) da alıp oraya gitmişlerdir. Hz. Ebû Bekir, ensardan olan Müslümanlara Hz. Ömer’i veya Ebû Ubeyde’yi (ra) halife seçmelerini teklif etmişse de Hz.Ömer ve Ebû Ubeyde, Hz.Ebubekir’e halifelik görevine en layık olan kişinin kendisinin olduğunu söylemişler ve orada Hz. Ebubekir’e biat etmişlerdir.
Hâfız sahabilerin 633 yılında yapılan Yemâme Savaşı’nda şehid edilmesi, Hz. Ömer’de Kur’an’ın kaybolacağı endişesini uyandırdı. Hz.Ömer, Halife Hz. Ebû Bekir’i Kur’an’ı bir araya getirmesinin gerekliliğine inandırdı. Mesuliyeti ağır olan bu işi Hz. Ebû Bekir zorlanarak da olsa kabul etti ve Zeyd b. Sâbit’in önderliğine bir heyet kurdurdu. Bu heyetin çalışmalarıyla Kur’an Mushaf haline getirildi.
Hz. Ebû Bekir’in halifeliği döneminde Hz. Ömer ona müşavirlik ve kadılık yapmış, Hz. Ebû Bekir, Medine’den ayrıldığında veya hastalandığında yerine vekaleten Hz. Ömer’i bırakmıştır. Namaza çıkamayacak derecede hastalanan Hz. Ebû Bekir, imamlık görevini Hz. Ömer’e bırakmıştır.
Hastalığının şiddeti artan Hz. Ebû Bekir halka yönelerek, kendisinden sonra Müslümanların idaresini üstlenecek birisini çok düşündüğünü ve sonuçta bu göreve Hz. Ömer’i uygun gördüğünü ifade etmiştir. Halka Hz. Ömer’e uyması hakkında nasihatte bulunmuş, insanlarda bu nasihate olumlu cevap vermişlerdir.
Hz. Ömer Nasıl Müslüman Olmuştur?
Hz. Peyamber’i öldürmek için yola çıkan Ömer b. Hattâb, yolda Nuaym b. Abdullah’ı görmüş, Nuaym, Ömer b. Hattâb’a kız kardeşinin ve eniştesinin Müslüman olduğunu söylemiştir. Ömer b. Hattâb bu haber üzerine sinirlenerek kız kardeşinin evine gitmiştir. Kız kardeşini ve eniştesini Kur’an’ı Kerim’den Tâhâ sûresini okurken görmüş, okudukları sayfaları kendisine vermelerini istemiş, ancak bu isteğini kız kardeşi ve eniştesi reddedince kız kardeşine ve eniştesine vurmuştur. Kardeşinin o haline dayanamayan Ömer, yumuşamış ve orada Müslüman olmaya karar vermiştir. O an orada bulunup Hz.Ömer’den saklanan Habbâb b. Eret’ten, kendisini Allah Resulü’nün yanına götürmesini istemiştir. Resûlullah’ın yanına, daru’l Erkam’a gitmiş ve kendisine biat ederek Müslüman olmuştur.
Resûl-i Ekrem’in, Hz. Ömer için yaptığı “Yâ rabbi! İslâmiyet’i Ömer b. Hattâb veya Amr b. Hişâm (Ebû Cehil) ile güçlendir” duası onun Müslüman oluşunda elbette etkisi vardır.
Hz.Ömer’in İslâmiyet’e girmesinden sonra Müslümanlar güç kazanmış ve ilk defa Kâbe’de toplu olarak namaz kılmışlardır.
Adaleti ile Tanınan Hz. Ömer’in Lakabı Nedir?
Hz. Ömer’in en meşhur lakabı “Fârûk”tur. “Hak ile bâtılı birbirinden ayıran” anlamına gelen Fârûk lakabını Hz. Ömer’e kim tarafından verildiği net olarak bilinmemekle birlikte, kendisine bu lakabı Hz. Peygamber’in, Müslümanların veya Ehl-i kitabın vermiş olduğuna dair farklı rivayetler bulunmaktadır.
İslâm tarihinde “emîrü’l-mü’minîn” tabiri ilk defa Hz. Ömer için kullanılmıştır.
İslam'ın Altın Çağı: Hz. Ömer'in 10 Yıllık Hilafeti ve Fetihler
22 Cemâziyelâhir 13 / 23 Ağustos 634 tarihinde, Hz. Ebû Bekir’in vefatının ardından Hz. Ömer Mescid-i Nebevî’de Müslümanlardan biat almıştır. Hz. Ömer ilk iş olarak, kaybettikleri bölgeleri geri almak için harekete geçmiş ve Medâin’i ele geçirmiştir.
Hz. Ömer, Sa‘d b. Ebû Vakkās’a Hîre yakınlarında Kûfe’yi, Utbe b. Gazvân’a da Basra’yı ordugâh-şehir olarak kurmalarını emretmiştir. Celûlâ ve Hulvân başta olmak üzere Sûs, Hûzistan ve Musul’u ele geçiren Müslümanlar, Nihâvend zaferiyle Irak’ın hepsinin fethini tamamlamışlardır.
Hz. Ömer, Bizans İmparatorluğu’na karşı Suriye cephesindeki savaşlara da ara verilmeden devam edilmesini emretmiştir. Bu sırada Ba‘lebek, Humus ve Hama şehirleri de ele geçirilmiştir.
637 yılında Şeyzer, Kınnesrîn, Halep, ardından Antakya, Urfa, Rakka ve Nusaybin kısa aralıklarla Müslümanların idaresi altına girmiştir. Öte yandan Filistin’in fethine devam edilmiş ve tarihte ilk defa Kudüs kuşatılmıştır. Filistin’in sahil şehirleri başta olmak üzere diğer yerleşim yerleri fethedilmiştir.
İslâm orduları Hz. Ömer zamanında Sâsânî İmparatorluğu’na bağlı olan Irak, İran ve Azerbaycan ile Bizans İmparatorluğu’na bağlı olan Suriye, el-Cezîre, Filistin ve Mısır’ı İslâm ülkesine katmışlardır.
İslam topraklarını genişleten Hz.Ömer, aynı zamanda halkla iç içe olan, halkın soru sormasına ve haklarını aramasına imkân tanıyan bir halifedir. Her ne kadar mizacı sert olsa da Müslümanları ilgilendiren konularda halk ile istişarede bulunurdu. Kaynaklarda zâhidâne bir hayat sürdüğü uzun uzun anlatılmaktadır.
Gündüzleri halkın arasında olup halk ile hemhal olan Hz. Ömer, geceleri de Medine sokaklarını gezip, asayişi kontrol eder, ihtiyaç sahiplerini gördüğünde kendi sırtında beytülmâlden yiyecek taşırdı.
Hz. Ömer (r.a.) Dönemindeki Yenilikler, İlkler Nelerdir?
- Hz.Ömer Dîvânü’l-inşâ’nın kurucusu kabul edilmiştir.
- Halifeye “emîrü’l-mü’minîn” (Müminlerin Emiri) diye ilk defa Hz.Ömer döneminde hitap edilmiştir.
- Hicri Takvimi Hz.Ömer döneminde çıkarılmıştır.
- Ramazan ayının geceleri toplu şekilde ilk defa Hz. Ömer döneminde ihya edilmiştir.
- İlk defa Hz.Ömer döneminde şehirlere valilerden ayrı olarak kadılar atanmıştır.
- Hz. Ömer ilk defa atanan valilerin malını kayıt altına aldırmıştır.
- İlk defa Hz.Ömer döneminde deniz yolu ile gıda taşınmıştır.
- Hz. Ömer (ra) Fustat, Kufe ve Basra şehirlerini kurmuştur.
- Mescid-i Nebevi'yi genişleten ilk isim de yine Hz. Ömer olmuştur.
Hz. Ömer kaç yılında, Nerede ve Nasıl Şehit Edilmiştir?
Hz. Ömer, H. 23, M. 644 yılında bir gün, Medine çarşısında gezerken, Mugîre b. Şû'be'nin (r.a.) Hristiyan kölesi Ebû Lü'lüe Fîrûz en-Nihâvendî ile karşılaşmıştır. Ebû Lü'lüe efendisinin kendisinden fazla ücret aldığını söyleyerek halifeden bunu azaltılmasını istedi.
Halife, onun demircilik, marangozluk ve nakkaşlık gibi birçok meslek grubundan iş yapabildiğini öğrenince Mugîre’nin kendisinden aldığı ücretin fazla olmadığını söylemiştir. Bunun üzerine Ebû Lü’lüe Hz. Ömer’e karşı büyük bir kin duydu. Ertesi gün sabah namazında hançerle Hz. Ömer’i yaraladı ve Müslümanların elinden kurtulamayacağını fark edince kendisini de öldürdü.
Durumu gün geçtikçe kötüye giden Hz. Ömer 26 Zilhicce 23 / 3 Kasım 644 günü vefat etmiştir. Hz. Ömer Vefat ettiğinde yaşı 62 veya 63 yaşında idi.
Hz. Ömer’in (r.a.) Kabri Nerededir?
Hz. Ömer vefat etmeden önce oğlu Abdullah’ı Hz. Âişe’ye göndererek Resûl-i Ekrem’in hücresine onun ayağının dibine defnedilmek için izin istedi. Hz. Âişe kendisi için düşündüğü bu yeri ona vermeyi kabul etti. Ve oraya defnedildi. Dolaysıyla Hz. Ömer’in kabri bugün Medine’de Ravza-i Mutahhara’nın yanında bulunmaktadır.
Okuyucuların En Çok Merak Ettikleri: Hz. Ömer Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Hz. Ömer Peygamber mi?
Hayır. Hz. Ömer Peygamber değildir. Peygamberimizin en yakın dava arkadaşlarındandır, O’nun ashabından olan bir sahabidir.
Hz. Ömer Peygamberimizin Neyi Olur?
Hz. Ömer (ra) Peygamberimizin (sav) kayınbabası olur. Zira kızlarından olan Hafsa annemiz, Peygamber Efendimiz ile evlenmiştir.
Hz. Ömer Kaçıncı Halifedir ve Kaç Yıl Halifelik Yapmıştır?
Hz. Ömer dört halifenin ikincisi olup, 643-644 yılları arasında 10 yıl boyunca halifelik yapmıştır.
Hz. Ömer Kaç Yaşında Müslüman Olmuştur ve Kaçıncı Müslümandır?
Hz. Ömer iman ettiğinde 27 yaşındaydı. Hz. Ömer için genelde iman edenlerin kırkıncısı olduğu söylenir ancak bu bilgiye göre İslamiyet’in geldiği ilk 6 yıl boyunca Müslümanların sadece 39 kişi kadar olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu da birçok sahabinin Müslüman olma tarihi ile çelişmektedir.
Hz. Ömer iman ettiğinde 128 tane Müslüman vardı dolasıyla Hz.Ömer 129. Müslümandır. Nakledilen 40 sayısı ise o gün için Darü’l-Erkam’da bulunan sahabîlerin sayısı olarak kabul etmek daha isabetli olacaktır.
 
                             
         
         
         
         
         
         
         
         
        