Batı Şeria’da İsrailli yerleşimcilerin Telegram ve WhatsApp üzerinden koordine ettiği saldırılar, kaçak karakolların kalıcı yerleşimlere dönüşmesi ve hükümetin yasallaştırma adımları Filistinlilerin topraklarından sürülmesini hızlandırıyor. İsrail’in Batı Şeria’daki yerleşim politikası, kaçak karakollar, dijital koordinasyon ve devlet desteğiyle yeni bir aşamaya girmiş durumda. Reuters tarafından incelenen Telegram ve WhatsApp yazışmaları, bu yerleşimlerin rastlantısal değil, Filistinlileri topraklarından uzaklaştırmayı hedefleyen planlı bir stratejinin parçası olduğunu gösteriyor.
Yol 60 üzerindeki Or Meir: Stratejik bir merkez
Batı Şeria’nın ana ulaşım arterlerinden biri olan Yol 60 üzerinde kurulan “Or Meir” adlı kaçak yerleşim karakolu, bölgedeki yayılmanın sembollerinden biri haline geldi. Yerleşimciler, sosyal medya gruplarında paylaştıkları mesajlarda Bedevi çobanların bölgeden nasıl uzaklaştırıldığını ve “stratejik” olarak tanımlanan arazilerin ele geçirilmesini açıkça kutluyor.
Planlı şiddet ve zorla yerinden etme
Haziran ayında Musabah ailesine ait ev ve ahırın yakılmasıyla sonuçlanan saldırı, bu sürecin somut örneklerinden biri oldu. Aile, artan baskı ve tehditler nedeniyle yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kaldı. Birleşmiş Milletler verilerine göre 2025 yılı, Batı Şeria’da yerleşimci saldırılarının en yoğun yaşandığı dönemlerden biri olarak kayda geçti. Yıl içinde 750’den fazla Filistinli yaralanırken, 80 yeni kaçak karakol inşa edildi.
Hükümet desteğiyle yasallaştırma
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, bu yerleşimlerin Filistin devletinin kurulmasını engellemeyi amaçladığını açıkça dile getiriyor. Aralık ayında İsrail kabinesinin, bazıları daha önce kaçak statüsünde olan 19 yeni yerleşimi resmen onaylaması bu politikanın kurumsallaştığını gösteriyor. Smotrich’in göreve geldiği 2022 sonundan bu yana 51 binden fazla yeni konut birimine onay verilmiş durumda.
Cezasızlık dikkat çekiyor
İsrailli insan hakları izleme grubu Yesh Din’e göre, 7 Ekim 2023’ten bu yana belgelenen yerleşimci şiddeti vakalarının yalnızca yüzde 2’si iddianameyle sonuçlandı. Aynı dönemde Batı Şeria’da binden fazla Filistinli hayatını kaybederken, Filistinli saldırılarda 57 İsrailli yaşamını yitirdi.
Haritalarla alan kontrolü
Or Meir yerleşimcilerinin paylaştığı haritalarda, “terk edilmiş bölgeler” olarak tanımlanan ve Filistinlilerin çıkarıldığı sekiz ayrı nokta işaretleniyor. Bu alanların artık tamamen yerleşimcilerin kontrolünde olduğu, Filistinlilerin tapulu arazilerine dahi erişemediği belirtiliyor.
Uluslararası toplumun büyük bölümü bu yerleşimleri yasa dışı kabul ederken, İsrail hükümeti söz konusu yapıları “ulusal güvenlik” ve “tarihi hak” söylemleriyle savunmayı sürdürüyor. Sahadaki gelişmeler ise Batı Şeria’da kalıcı bir Filistin devletinin kurulmasının her geçen gün daha da zorlaştığını gösteriyor.