İşgalci İsrail, 2000 böbrek nakli operasyonu ile gözü yasaklı olduğu Guinness Rekorları'nda
Gazze'de devam eden insani krizin, en az konuşulan ancak en sarsıcı boyutlarından biri, ölümden sonra yaşanıyor. İşgalci İsrail ordusunun ateşkes sürecinde Uluslararası Kızılhaç Komitesi aracılığıyla iade ettiği Filistinli cenazelerle ilgili iddialar, uluslararası hukuku ve insanlık değerlerini derinden sarsıyor.
"Şehit Naaşları'nda Organ Eksiklikleri"
Gazze Hükümeti Medya Ofisi yetkilileri, iade edilen 120 cenazenin bir bölümünde göz, kornea, kulak içi dokuları ve çeşitli hayati organların eksik olduğunu açıkladı. Açıklamaya göre, bedenlerde ayrıca boğulma, infaz ve sistematik işkence izleri tespit edildi. Cenazelerin bir kısmının gözleri bağlı, elleri kelepçeli halde ailelerine ulaştığı ifade ediliyor.
Tarihsel Süreklilik: 1990’lara Uzanan İddialar
Bu son vakalar, işgalci İsrail'in Filistinli bedenlere yönelik uygulamalarının izole olaylar olmadığını, köklü bir geçmişe sahip olduğunu gözler önüne seriyor. Antropolog Nancy Scheper-Hughes'ten İsveç'in Aftonbladet gazetesine, İsrail'in eski Adli Tıp Enstitüsü Direktörü Yehuda Hiss'in itiraflarına kadar birçok kaynak, on yıllardır organ toplama iddialarını belgeledi.
Hiss, 2000'lerde yaptığı açıklamalarda, Filistinlilerden kornea, kalp kapakçığı, deri ve kemik toplandığını, gözleri çıkarılan bedenlere göz kapaklarının dikilerek ailelere teslim edildiğini itiraf etmişti. Hiss, kornea toplamanın "gayri resmi bir rutin" olduğunu söyleyerek skandalın boyutlarını ortaya koymuştu.
İşgalci İsrail ordusu, bu itirafların basına yansımasının ardından, uygulamanın "yıllar önce sona erdiğini" kabul etmek zorunda kalmıştı.
Organ Bağışı Krizi ve Tartışmalı Organ Pazarındaki Rolü
İşgalci İsrail'de, özellikle dini sebeplerle organ bağış oranlarının düşük olması, ülkeyi uzun yıllardır "organ turizmi"nin merkezlerinden biri haline getirdi. Avrupa Parlamentosu'nun 2015 tarihli "Trafficking in Human Organs" raporu, işgalci İsrail'i organ kaçakçılığına karışan başlıca ülkeler arasında gösterdi. Ülkenin, organ ticaretini kınayan 2008 İstanbul Bildirgesi'ni imzalamayı reddetmesi de bu eleştirileri destekler nitelikte.
Google Trends verileri, 7 Ekim 2023 sonrasında ABD'de "İsrail'de böbrek nakli" gibi aramalarda ani bir patlama üzerinde isimleri dahi yazmayan "Sayı Mezarlıkları" na gömülebilecek. İnsan hakları örgütleri, bu uygulamayı "zorla kaybetme", "insanlık dışı muamele" ve "kolektif cezalandırma" olarak nitelendiriyor.
Uluslararası Hukuk ve Sessizlik
Dördüncü Cenevre Sözleşmesi, savaş halinde dahi cesetlerin yağmalanmasını ve saygısızca muamele görmesini açıkça yasaklıyor. Ancak işgalci İsrail, bu sözleşmenin işgal altındaki Filistin topraklarında geçerli olduğunu resmen tanımıyor. Bu durum, iddiaların bağımsız uluslararası mercilerce soruşturulmasını ve hesap sorulmasını neredeyse imkansız hale getiriyor.
Uzmanlar, Gazze'deki son cenaze iadelerinde ortaya çıkan bulguların, işgalci İsrail'in Filistinlilerin bedenleri üzerindeki sistematik kontrolünün ve uluslararası organ pazarındaki tartışmalı konumunun karanlık bir yansıması olduğu görüşünde birleşiyor.