The Washington Post: İşgalci İsrail, ABD'yi Bataklığa Nasıl Çekti?

The Washington Post'un şoke eden analizi, İşgalci İsrail'in Katar'a düzenlediği saldırının ABD'nin tüm bölgesel stratejisini nasıl çökerttiğini ortaya koyuyor. Washington, müttefiki İşgalci İsrail yüzünden hem Körfez ülkelerini kaybetti hem de Trump'ın verdiği güvenlik garantisini kağıt üzerinde bıraktı. Siyonist Netanyahu'nun özür ritüeli bile krizi çözmeye yetmedi.

Eklenme Tarihi: 04 Eki 2025
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 04 Eki 2025
The Washington Post: İşgalci İsrail, ABD'yi Bataklığa Nasıl Çekti?

The Washington Post Analizi: İşgalci İsrail'in Bölgesel Haydutluğu ABD Diplomasisini Bitirdi

ABD’nin en güvenilir kaynaklarından The Washington Post, yayımladığı çarpıcı bir analizle, İşgalci İsrail'in saldırgan politikalarının ABD dış politikasını nasıl felç ettiğini gözler önüne serdi. Analizin ana mesajı net: İşgalci İsrail’in pervasız hamleleri, ABD ve Arap Devletleri arasındaki ilişkileri onarılması neredeyse imkânsız bir noktaya taşıdı.

Krizin merkezinde, İşgalci İsrail'in Katar'ın başkenti Doha'daki Hamas siyasi ofisine yönelik gerçekleştirdiği hava saldırısı var. Post’a göre bu cüretkâr saldırı, ABD'nin Orta Doğu'daki tüm hedeflerini dinamitledi ve ABD Başkanı Donald Trump’ın Katar’a kısa süre önce verdiği güvenlik garantisinin anlamsızlığını ortaya çıkardı.

Trump'ın Garantisi Bir Günde Yerle Bir Oldu

ABD Başkanı Donald Trump, 9 Eylül’deki saldırıdan hemen önce Katar’a "yabancı saldırılara karşı hızlı müdahale" taahhüdü veren bir başkanlık kararnamesi imzalamıştı. Bu kararname, Katar topraklarına yönelik bir saldırıyı "ABD’nin barış ve güvenliğine yönelik bir tehdit" olarak tanımlıyordu.

Ancak bu resmi güvenceye rağmen İşgalci İsrail, Doha'da Hamas yetkililerini hedef alırken bir yerleşim yerini vurdu ve aralarında Katar vatandaşlarının da bulunduğu altı sivilin şehit olmasına neden oldu.

Körfez'deki ABD müttefikleri, topraklarındaki Amerikan üslerinin bir caydırıcılık zırhı oluşturduğunu düşünüyordu.İşgalci İsrail'in bu öngörülemez ve sorumsuz saldırıyı gerçekleştirme istekliliği, bölgedeki tüm güvenlik hesaplarını baştan aşağı değiştirdi. Artık Körfez, ABD'nin müttefikini bile durduramadığı bir güvensizlik ortamına sürüklendi.

Ekonomik Kalkınma Vizyonu Tehlikede

Georgetown Üniversitesi'nden Giorgio Cafiero, İşgalci İsrail'in bu adımlarının ekonomik sonuçlarına dikkat çekti. Cafiero, Körfez monarşilerinin ekonomik çeşitlendirme hedeflerine ulaşmak için bölgesel istikrara mutlak ihtiyaç duyduğunu vurguluyor.

"Yatırımcıları, iş liderlerini ve turistleri çekme çabası, sadece kendi sınırları içinde değil, daha geniş bir bölgede güvenli bir ortamın sürdürülmesine bağlıdır. İsrail'in eylemleri, Körfez'in ekonomik dönüşüm vizyonu üzerinde devasa bir gölge oluşturuyor."

Bölgesel anlaşmalara imza atma konusunda hevesli olan Trump'ın, müttefiki İsrail'in yarattığı bu diplomatik enkazla uğraşmak zorunda kalacağı belirtiliyor. Eski Katar Büyükelçisi Patrick Theros'un yorumu ise ABD'nin içinde bulunduğu açmazı özetler nitelikte:

"İsrail'in hamleleri hem ABD'yi hem de Trump'ı gerçekten çok zor bir duruma soktu. Trump'ın bu durumun ne kadar ciddi olduğunu anladığını sanmıyorum."

Üstelik Trump'ın imzaladığı güvenlik emri, Senato onayı almadığı için hukuki olarak bağlayıcı bir NATO anlaşması gücünde değil. Bu durum, gelecekteki bir ABD başkanının bu taahhütten kolayca dönebileceği anlamına geliyor.

Netanyahu'nun Utanç Verici "Özür Ritüeli"

Analiz, Katar’ın Orta Doğu’da yıllardır ABD için kilit bir arabuluculuk köprüsü işlevi gördüğünü hatırlatıyor. Katar, Gazze’den Afganistan’a, Rusya-Ukrayna’dan ABD-İran esir takaslarına kadar kritik diplomatik roller üstlenmişti.

İşgalci İsrail'in bu hayati bağı hiçe sayarak saldırı kararı alması, Washington'ı köşeye sıkıştırdı. Sonuçta, cezalandırılmış Binyamin Netanyahu, Başkan Trump’ın açık talebi üzerine Katar Başbakanı’nı arayarak özür dilemek zorunda kaldı. Trump’ın bizzat dinlediği bu utanç verici görüşmede Netanyahu, Katar'a bir daha saldırı düzenlenmeyeceği taahhüdünü verdi:

İsrail’in gelecekte egemenliğinizi tekrar ihlal etme planı yok ve ben bu taahhüdü başkana verdim.

The Washington Post, bu "aşağılayıcı ritüelin" Netanyahu için bir ders olup olmadığını sorguluyor, ancak İşgalci İsrail Başbakanı'nın bölgesel aktörleri ve onların ABD ile olan stratejik bağlarını ne denli hafife aldığı gerçeğini kesinlikle ortaya koyduğunu vurguluyor.