Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, Gazze’de beklenen ateşkes anlaşmasına dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Trump’a göre, ABD’nin İran’daki nükleer tesisleri hedef alan hava saldırısı yalnızca Tahran’a değil, Gazze’deki çatışmalara da doğrudan etki etti.
“Gazze’deki gelişmelerde büyük bir ilerleme sağladık. Bu ilerlemenin temelinde İran’a yönelik düzenlediğimiz saldırı yatıyor” diyen Trump, ABD’nin müdahalesiyle hem İşgalci İsrail-İran hattındaki gerilimin hem de Gazze’deki çatışmaların ivme kaybettiğini savundu.
Trump, Gazze’deki rehinelerin serbest bırakılmasının da saldırıyla bağlantılı olduğunu öne sürerek, “Bu saldırı hem barışı hızlandırdı hem de rehinelerin özgürlüğüne katkı sağladı” dedi.
İşgalci İsrail ile İran arasındaki tansiyonu "çocukça bir kavgaya" benzeten Trump, bu gerilimi kontrollü bir şekilde yönettiğini belirterek şunları söyledi:
“İsrail’in uçakları kalktı, İran’ı bombalamaya hazırlanıyorlardı. Ben de dedim ki, iki üç dakika dövüşsünler, sonra araya gireriz.”
Trump ayrıca, İran’ın nükleer programına yönelik açıklamalarında sert bir dil kullanmayı sürdürdü. “İran’daki nükleer altyapının tamamı yok edildi. Ellerinde hiçbir şey kalmadı. İsrail’in başaramadığını biz başardık” diyerek saldırının etkisini vurguladı.
Buna rağmen, Trump gelecekte İran’la diyaloğun kapalı olmadığını belirtti. “İran’ın uranyum zenginleştirmesine bir daha asla izin vermeyeceğiz. Ama er ya da geç, bir tür ilişki kuracağız” sözleriyle diplomatik zemine de işaret etti.
Trump’ın bu açıklamaları, sadece bölgedeki askeri dengeleri değil, aynı zamanda Washington’un diplomasi ve güç dengesini nasıl yorumladığını da yeniden gündeme taşıdı.
