ABD'nin önde gelen araştırma kuruluşlarından Yale Hukuk Okulu İnsani Haklar Laboratuvarı (Yale HRL), Sudan’ın el-Fasher kentinden alınan uydu görüntülerini analiz eden çarpıcı bir rapor yayımladı. Rapora göre, Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF), şehir çevresindeki önemli bir geçiş noktasını kapatarak El-Fasher’deki sivilleri kuşatma altına aldı.
4 Kasım tarihli uydu görüntüleri, RSF’nin mekanik bir toprak taşıyıcı kullanarak, el-Fasher’i yakındaki Garni kasabasına bağlayan geçiş noktasını duvarla ördüğünü tespit etti. Yale HRL, bu eylemden önce de RSF’nin toprak set yakınında şehirden kaçmaya çalışan sivilleri öldürdüğüne dair raporları doğrulamıştı.
Suudi Hastanesi'nde Dehşet: Ceset Yakma Kanıtları
Raporda, RSF'nin iki ayrı yerde, muhtemelen cesetlerle tutarlı olabilecek nesneleri yaktığına dair kanıtlar bulunduğu belirtiliyor. 6 Kasım tarihli görüntüler, el-Fasher’deki Suudi Hastanesi’nde görünür şekilde siyahi dumanla kararmış beyaz nesneler tespit edildiğini gösteriyor.
Geleneksel İslami defin uygulamalarına uymayan bu durum, bölgeden gelen toplu katliam iddialarıyla birlikte endişeleri artırdı.
-
RSF'nin şehri ele geçirmesinin ardından, şehrin direniş komitesi, Suudi Hastanesi'ndeki yaralıların RSF tarafından "korkunç şekillerde topluca tasfiye edildiğini" bildirmişti.
-
Yale HRL, toprak settin üzerindeki Mellit Kapısı’nda da ceset yakma eylemleriyle tutarlı olabilecek faaliyetler belirledi.
Raporda ayrıca, RSF kontrolündeki Çocuk Hastanesi’nden cesetlere benzeyen nesnelerin kaldırıldığına dair kanıtlar da yer aldı. Çocuk Hastanesi’nin geçen hafta RSF tarafından gerçekleştirilen iki potansiyel toplu katliamın yeri olduğu ve tesis dışında bir toplu mezar tespit edildiği daha önce bildirilmişti.
Uluslararası Çağrı: BAE Üzerinden Baskı Kurulmalı
Kampanya grubu Avaaz'dan Will Davies, durumun vahametini şu sözlerle özetledi:
“el-Fasher’de hala tahmini 200.000 sivil var ve RSF onların kaçış yolunu mühürledi, ayrıca katlettiği ceset yığınlarını yakıyor gibi görünüyor.”
Davies, RSF’nin ana destekçisi olduğu iddia edilen BAE (Birleşik Arap Emirlikleri) üzerindeki ciddi ekonomik baskı yoluyla katliamın durdurulmaya zorlanması çağrısında bulundu.
Savaşın tırmanmasından bu yana RSF, Darfur'da soykırım dahil olmak üzere yaygın katliam ve istismarlarla suçlanıyor. Sudan ordusu (SAF) da savaş suçlarıyla itham ediliyor.