Papa’nın geçtiğimiz günlerde katıldığı bir programda “Tala’al Bedru Aleyna” ilahisinin okunması tartışmaları Türkiye kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Tartışmaların ardından Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Görmez ve DEVA Partisi milletvekili tarafından yapılan “Papa gelmeden önce, kendi aralarında, repertuvar dahilinde okunmuş” açıklamaları kamuoyunu ikna etmeye yetmedi.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Alparslan Hoca, yapılan açıklamaları gerçekleri perdeleme girişimi olarak nitelendirdi ve yaşananın kesinlikle “tesadüfî bir durum olmadığını” söyledi.
Tala’al Bedru Aleyna Peygamberimize mahsustur; Papa gelmeden hemen önce okunmasının manası bellidir
Alparslan Hoca, söz konusu ilahinin tarihsel arka planını detaylı şekilde anlatarak, bu seçimin tesadüf olamayacağını şu sözlerle vurguladı:
“Bu ilahi Peygamberimiz Medine’ye girdiğinde Medinelilerin söylediği bir ilahidir. ‘Dolunay doğdu üzerimize’ demektir. Peygamberimize has bir ilahidir ve onu duyan herkes Peygamberimizi anlar. Papa gelmeden kısa süre önce tam da bu ilahinin okunmasının izahı olamaz. Papa peygamber midir? Neden başka bir şey değil de bu ilahi?”
Alparslan Hoca, meseleyi basit bir “repertuvar rastlantısı” olarak sunan açıklamaların ciddiyetten uzak olduğunun altını çizdi.
Bir halt yediler; şimdi de telefonlarla milleti susturma çabasındalar
DEVA Partisi milletvekilinin “Cumhurbaşkanlığı tarafından arandım, durum açıklandı” sözlerini değerlendiren Alparslan Hoca, bu yöntemlerin yeni olmadığını söyledi:
“Tepkiler artınca bazıları için büyük bir şeref olan o telefonlar devreye giriyor. ‘Papa gelmeden okunmuş, başka şeyler de okunmuş, sorun yokmuş’ diyorlar. Bu millet de bu telefonları görünce hemen gevşiyor. Bu defalarca kullanılan bir taktiktir.”
Eski Diyanet İşleri Başkanı’nın açıklaması daha vahim
Alparslan Hoca, Mehmet Görmez’in “Program başlamadan önce, Papa ve Cumhurbaşkanı gelmeden önce kendi aralarında okumuşlar... Bana bunun yalan haber olduğu söylendi, kalbim rahatladı.” sözlerini sert bir dille eleştirdi:
“Kameraların önünde, insanların karşısında kendi aralarında nasıl okuyorlar? Bu nasıl ‘aralarında’? Böyle bir açıklamayı nasıl yaparsın? Kalbin rahatladıysa demek ikna olmak istiyormuşsun. Bu kadarcık bir sözle ikna oldun. Siyasetçiler böyle haberleri özellikle böyle kişilere gönderir, hemen ikna olacağını bilirler.”
Alparslan Hoca, Görmez’in bu açıklama ile kendini “saf bir adam durumuna düşürdüğünü” söyledi.
Siyasette hiçbir hareket tesadüf değildir: İlahinin okunması bile bir mesajdır
Alparslan Hoca, siyaset sahnesinde sembolik davranışların bilinçli olarak kullanıldığını örneklerle anlatarak, bu olayın da aynı mantıkla açıklanması gerektiğini belirtti:
“Bir devlet başkanı tokalaşırken elini diğerinin elinin üzerine koyar; bu bir güç mesajıdır. Kravat rengi bile mesaj taşır. Böyle bir ilahi de öyle rastgele seçilmez. ‘Tala’al Bedru Aleyna’ gibi güçlü bir sembolik yükü olan bir ilahi asla tesadüfen okunmaz.”
Bu açıklamalar siyasette sembolik mesajların kullanımına dair kapsamlı bir perspektif sundu.
Müslümanlarımız saf… Bir telefonla tüm tepkiler bitiyor
Toplumun kolayca manipüle edilmesinin, iktidarın uzun süredir kullandığı bir yöntem olduğunu belirten Alparslan Hoca, şu ifadeleri kullandı:
“Bizim Müslümanlarımız saf ve saf olmak istiyorlar. Devlet büyüğü aradığı anda belleri gevşiyor. Önce tepki gösteriyorlar, sonra ‘Öyle değilmiş, yanlış anlamışız’ deyip tepkilerini tamamen geri çekiyorlar. Bu kadar saf olunduğunda onları kandırmak çok kolay.”
Alparslan Hoca, bu refleksin Türkiye’de yıllardır siyasi manipülasyonun temel dayanaklarından biri olduğunu vurguladı.
Demirel bile söylerdi: Bir telefonla sakinleşirler
Alparslan Hoca konuşmasında eski siyasetçilerden örnek vererek durumu şöyle açıkladı:
“Demirel ‘Merak etmeyin, bir telefon açarım, hepsi sakinleşir’ dermiş. Çünkü bilirler: Bizim Müslümanlarımız bir telefon görünce ‘Devlet aradı’ diye hemen yumuşar. Bu halkın saflığından faydalanıyorlar.”
Bu örnek, Türkiye siyasetinin tarihsel reflekslerinin bugün de sürdüğüne işaret ediyor.
Tala’al Bedru bilinçli okundu; bu daha başlangıç
Alparslan Hoca açıklamasını, bu olayın münferit olmadığını ve ileride benzer sembolik girişimlerin artacağını söyleyerek tamamladı:
“Tala’al Bedru Aleyna kasıtlı olarak okundu. Bu kadar net. Bunun gibi daha birçok şey olacak, göreceksiniz. Tepkiler büyüyünce hemen kıvırmalar başladı ama bu planlanan bir adımdı.”
Olayın ardından kamuoyunda Diyanet’in sessiz kalması da tartışma konusu olurken, Alparslan Hoca bu duruma dikkat çekti:
“Diyanet tepki göstermesi gerekirken sessiz kaldı. Buna karşılık MHP’den bile tepki geldi. Diyanet’in susması manidardır.”