Fatih Sultan Muhammed'in Doğumu

'Peygamberimizin İstanbul'u fetheden ne güzel komutandır' hadisindeki övgüye mazhar olan Fatih Sultan Muhammed'in bugün doğumunun yıl dönümü. Bundan dolayı bu güzel komutanın hayatını sizlerle paylaşmayı uygun gördük.

Fatih Sultan Muhammed'in Doğumu
30 Mar 2016 08:19:20

“Allah Teàlâ Hazretleri mü'min kullarına tesbihle, tekbirle; Sübhànallàh diyerek, Allàhu ekber diyerek,  el-Kostantîniyyetir-Rûmiyye'yi açmadıkça, fethini nasib etmedikçe kıyamet kopmaz.” | Ramuzu’l-Ehadis,

“İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur.” | Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 335; Buharî, et-Tarihu’l-Kebir, I, 81; et-Tarihu’s-Sağîr, I, 306; el-Bezzâr, el-Müsned, el-Müsned, c. II, s. 308; Taberani, el-Mu’cemu’l-Kebir, II, 38; Hakim, Müstedrek, IV, 422; Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, VI, 219.

Hz. Peygamber (s.a.s)’in vefatından sonra, İslam toprakları fetih hareketleriyle oldukça genişlemiştir. Emevilerle başlayan İstanbul muhasaraları ise 1453’te Fatih’in İstanbul’u fethine kadar sonuçlanamamıştır. İstanbul, coğrafi konumunun özelliği dolayısıyla tarih boyunca siyasi, askeri ve ticari açıdan hep önem taşımıştır. Yani İstanbul, hep bir cazibe merkezi olagelmiştir. İşte İstanbul’un bu özelliğinden dolayı, Müslümanlar bu şehre sahip olabilmek için birçok kez kuşatmalar yapmışlardır. Ancak sahabeden itibaren 8 asır sürecek olan İstanbul’un fethi macerasının, ciddi bir motivasyon gerektirdiği ortadadır. Bunu da sadece, cazibe merkezi olan bir bölgeyi fetih isteğiyle açıklamak eksik kalır gibi gözükmektedir. Müslümanların bu motivasyonunun ciddi bir sebebi de, Hz. Peygamber (s.a.s)’ in fethi ve fethe katılanları müjdeleyen hadisidir. 

İşte o şanlı komutandır ki, o  kadar komutanlar içerisinden Hz. Peygamberin övgüsüne o mazhar olmuştur.

Fatih Sultan Muhammed'in Hayatı

30 Mart 1432 doğumlu olan Fatih Sultan Mehmet, Sultan II. Murat ve Hüma Hatun’un oğlu olarak Edirne’de dünyaya geldi. Devrinin en büyük ulemalarından biri olarak bilinen Fatih Sultan Mehmet, şehzadelik yıllarında dahi dikkat çekici özelliklere sahipti. Fatih Sultan Mehmet, 7 yabancı dil bilirdi. Alim, şair ve sanatkarları sık sık bir araya getirir ve onlarla sohbet etmekten çok hoşlanırdı. İlginç ve bilinmedik konular hakkında makaleler yazdırarak daha sonra bu makaleleri incelerdi.

Henüz şehzadelik yıllarında babasıyla beraber birçok savaşa katılma fırsatı bulan Fatih Sultan Mehmet, iki ağabeyinin erken yaştaki ölümleri sonucu tahtın vârisi oldu.

İlk isyanı başarıyla bastırdı

Babası II. Murat’ın 3 Şubat 1451’de ölmesiyle tahta geçen 19 yaşındaki Fatih Sultan Mehmet, gerek batıda ve gerekse de doğuda genç yaşı ve tecrübesizliği dolayısıyla ilk başta önemli bir tehdit olarak algılanmadı. Tahta geçmesinin ardından Karamanlılar yerel beylikleri yeniden diriltmek üzere ayaklanarak Seydişehir ile Akşehir’i ele geçirdi. Bunun üzerine 1451’in yazında Mehmed Anadolu'ya geçti ve kısa sürede bu isyanı bastırdı.

Fırsatı değerlendirmek istediler ama…

Mehmed’in Anadolu’da bulunmasını fırsat bilen Doğu Roma İmparatoru Konstantinos ulakları vasıtasıyla Süleyman Çelebi’nin torunu Şehzade Orhan’ın ödeneğinin yapılmadığını, ödeneğin ikiye katlanmaması halinde Orhan’ın Osmanlı tahtında hak iddia etmesine izin vereceği tehdidinde bulundu. Mehmed sorunu çözeceğini söyleyerek elçileri gönderdi ancak Edirne'ye döndükten sonra Orhan için ayrılmış olan gelirlere el koydu ve İstanbul’un ablukaya alınmasını emretti.

70 gemi karadan Haliç’e indirildi

1451 yılı sonlarına doğru İstanbul’u nasıl fethedebileceğini planlarını yapmaya başlayan Fatih Sultan Mehmet, ordusuyla birlikte 23 Mart’ta Edirne’den hareket etti. 2 Nisan’da İstanbul surlarına yaklaşan Mehmet, 6 Nisan sabahı ilk saldırıya başladı. Kuşatma, aralıklı çatışmalarla 53 gün boyunca sürdü. İstanbul’u fethedebilmek için donanmasını Haliç’e indirmesi gerektiğini anlayan Mehmet gemilerini karadan geçirmeye karar verdi. Bugünkü Dolmabahçe’den Kasımpaşa’ya uzanan güzergaha kalaslar döşendi ve 70 kadar gemi silindirler üstünde 22 Nisan sabahında Haliç’e indirildi.

“Bundan sonra tahtım İstanbul’dur”

Teslim olma çağrılarına karşılılık bulamayan Osmanlı ordusu, 29 Mayıs’ın ilk saatlerinde taarruza başladı. Üç dalga halinde gerçekleştirilen taarruzun ardından son olarak öldürücü darbeyi vurmak üzere yeniçeriler devreye girdi. Bu sırada yaralanan Giustiniani'nin savaş alanından ayrılması şehri savunanların arasında büyük moral bozukluğuna neden oldu. Nihayet sabah saatlerinde Osmanlı askerleri "Kerkoporta" adlı kapıdan içeri girmeyi başardı. Kapının üzerindeki burca Osmanlı sancağı dikildi. Mehmet fethin ilk günü öğleden sonra şehre girdi. Ayasofya’ya giderek namaz kıldı ve “Bundan sonra tahtım İstanbul'dur” diye buyurdu.

Avrupa’daki hakimiyeti pekiştirdi

Fatih Sultan Mehmed, İstanbul’un fethinden sonra batıdaki hakimiyeti pekiştirmek, sınırları genişletmek, İslam’ı en uzak yerlere kadar yaymak ve şirki bozmak amacıyla Avrupa üzerine bir çok sefer düzenledi. Sırbistan (1454,1459), Mora (1460), Eflak (1462), Boğdan (1476), Bosna-Hersek, Arnavutluk, Venedik (1463-1479), İtalya (1480) ve Macaristan seferleriyle Osmanlı İmparatorluğu Avrupa’daki hakimiyeti pekiştirdi.

İstanbul’u fethetmesinde sonra Fethin Babası anlamına gelen Ebû ʾl-Feth, daha sonraki dönemlerde ise Fatih olarak anılmaya başlandı.Yeni Çağı başlatması sebebiyle Çağ Açan Hükümdar, 1000 senelik Bizans İmparatorluğunu yıkması sebebi ile Roma İmparatoru anlamına gelen Kayser-i Rum olarak da biliniyor.

3 Mayıs 1481’de vefat etti

1481 yılında, yeni bir sefere hazırlandığı sırada hastalandı ve 3 Mayıs 1481’de Gebze civarındaki ordugâhında vefat etti. Gut hastalığından öldüğü sanılmakla birlikte, zehirlendiği de söyleniyor. Ölümünden sonra tahta oğlu II. Bayezid geçti. 

Hadiste buyurulduğu üzere İstanbul'u fetheden Müslümanlar inşaallah Romayı'da fethedecektir. 

 



0 Yorum

Yorum Yaz